Almanya’daki Cami ve Mescitler
Osmanlılar İstanbul’un fethinden sonra Bizans mimarisinden esinlenerek bir cami mimarisi geliștirdi. Bu mimari, Mimar Sinan ile doruk noktasına ulaștı ve ondan sonraki mimaride belirleyici oldu. Bu belirleyicilik daha çok Anadolu ve Balkanlarla sınırlı kalsa da Avrupa’da İslam’ın cami mimarisi olarak hafızalarda yer etti.
Almanya’da, 18 ve 19. yy’da Osmanlının bu cami mimarisi örnek alınarak bazı yapılar inșa edildi ama bunlar cami değildi. İșlevsel olarak ilk cami, 1915’de Berlin Wunsdorf’da inșa edildi. Amaç Almanya’nın savaștığı ülkelerde esir alınmıș müslüman askerin gönlünü almak ve hala düșman saflarında savașan müslümanları savașmaktan soğutmaktı. Bu müslümanlar için Berlin’de bir toplama kampı olușturulur ve kampta kalanlar için bir cami inșa edilir. Bu cami, tarihte Almanya’da müslümanların ibadetlerini ifa etmeleri için inșa edilmiș ilk cami olarak kabul edilir. I. Dünya Savașı bittikten sonra da yıktırılır.[i]
Bu esir kampının ve caminin ilginç bir hikayesi var. Kampın adı gibi caminin de adı “Halbmond”, yani “Hilal”dır.[ii]
Müslüman ahalinin bizzat kendileri tarafından Almanya’da yaptırılan ilk cami 1924’de Ahmediye Cemaatı‘nın bir kolu tarafından Berlin Wilmersdorf’da Hindistan’daki cami mimarisi tarzında inșa edildi ve hala aktitir.
Günümüzde cami ve minare tartıșmaları çerçevesinde gündeme gelen ve üzerinde tartıșılan cami meselesi daha çok II. Dünya Savașı’ndan sonra müslüman ülkelerden gelen göçmen ișçilerin etrafında kümelendikleri ve ibadetlerini ifa ettikleri cami ve mescitlerdir. Almanya’daki müslüman göçmen ișçiler, ilk bașlarda cuma namazlarını eda etmek için sanayi bölgelerinde ve arka sokaklarda kiraladıkları mekanları mescitlere çevirerek ibadetlerini yerine getirmeye çalıștılar. Bu gibi yerler aynı zamanda bir dernek ve çay evi görevini de yerine getiriyordu. Dıșardan hiç dikkat çekmeyen, çoğu zaman kapıları arka sokaklara açılan bu yerlere Almancada “Hinterhofmoschee” yani “arka avlu camiler” denilir. Mevcut camilerin çoğu hala bu tür camilerdir. Bu camilerin sayıları hakkında çok farklı tahminlerde bulunmaktadır. Bu cami dernekleri genellikle gelinen ülkenin adıyla ya da mensup olunan cemaatın adıyla anılırlar.[iii]
Rauf Ceylan,[iv] Almanya’da șimdiye kadarki cami/mescid gelișimini așamalara ayırıyor. Ona göre 1970-1980 yılları arasında arka avlu (Hinterhof-Moscheen) camileri/mescidleri açıldı. Bu dönemde Türkiyeli göçmen dernekleșmelerinin çok katı bir șekilde birbirlerinin aleyhine yarıștıkları dönemdir. Bizim cemaatın dıșındakilere selam verilmez, ilișki kurulmaz, hatta müslümanlıkları bile tartıșılır, anlayıșı hakimdir. Ciddi kamplașmalarla beraber sık sık bölünmelerin de olduğu bir dönemdir.
1980’den itibaren Konsolidasyon (birleștirme ve takviye) dönemi bașlar. Merkez çatı kurulușlar olușturularak camiler bir çatı altında birleştirilmeye çalıșıldı. Birbirleriyle didișmelerde bir azalma gözlendi. Cemaatler memleket sorunlarını ön plana almaya bașladılar. Camiler daha çok ibadete yönelik faaliyetlere yoğunlaștılar.
1990’ların ortalarından itibaren üçüncü așamaya geçildi. Rauf Ceylan bu așamayı, Diaspora-İslamı’na yönelme așaması olarak isimlendiriyor. Türkiye’deki sıkıntılar yerine Almanya’daki Türkiyelilerin sorunları konușulmaya bașlandı. Artık dini meseleler yerine güncel dünyevi meseleler de konușulmaya bașlandı. Bu camilerin ibadet dıșında çok ișlevli merkezlere yönelmelerini beraberinde getirdi. Sosyal sorunlarla ilgilenme, danıșmanlık, eğitimle ilgili hizmetler vb. imkanlar sunulmaya çalıșıldı.
Görünüm ve ișlevsel olarak Almanya’da camiler 1950’lerden itibaren tek tek inșa edilmeye bașlandı. 1957’de Hamburg’da Fazle-Omer-Camii, 1960-65 arası yine Hamburg’da İmam Ali Camii, 1964-68’de Achen’de Bilal Camii. Bu üç cami ticaretle uğrașan ya da akademik alanda aktif olan çevrelerce inșa edildi. Almanya’ya göç etmiș ișçilerin kurdukları derneklerce yapı ve ișlev olarak cami inșa etme 1980’lerden itibaren görünmeye bașlandı. Bu yeni yapılar klasik mimariden ziyade modern mimarinin izlerini tașımaktadır. Genel olarak cami mimarisinin belirlemesinde camiyi inșa etmek isteyen cemaatın tercihinden ziyade inșa izni veren makamların endișelerinin belirleyici olduğunu belirtelim.[v]
İnșa izni veren makam yapının göze batmayacak bir șekilde olmasına özellikle önem veriyor. Alman toplumu dinle zayıf bir ilișki görünümü verse de olup bitenlere pür dikkat kesilen bir toplumdur. Toplumda islami çağrıștıran bir mimari yapının rahatsızlık uyandırdığı bilinmiyen bir șey değil. Camilerle alakalı yazılarda șu ya da bu șekilde “Almanya cami stili ve estetiği”[vi] gibi bir beklenti vurgusu yapılmaktadır. Ve cami inșasında bu beklenti önemli bir rol almaktadır. Buna karșı, göçmen müslümanlar ise alıșageldikleri bir mimariye uygun cami inșa etmeyi kendilerini Almanya’ya ait görmenin bir șartı olarak görmekteler. Bu anlamda göçmen toplumla yerleșik toplum arasında birbirleriyle çelișen beklentiler var. Bu mevcut beklentiler cami inşası konusundaki bazı sıkıntıları körüklemektedir.
Dipnotta ismini verdiğim, 2009’da yayınlanan Almanya’da Camiler kitabında Almanya’daki cami sayısı 2600[vii] olarak veriliyor. Wikipedia, İslam Arşivine dayanarak 2008’de Almanya’da 206 cami ve 2600 mescit vardır diyor.[viii] Bir başka internet sayfası haftalık die Zeit gazetesine dayanarak bu sayının 2016’da 2750 olduğunu söylüyor.[ix] Belli bazı konularda istatik yayınlayan bir internet sitesi bu rakamları daha güncelleştirmiş görünmektedir. Bu sitedeki bilgilere göre Almanya’da 2600 tane mescit diyebileceğimiz namaz kılma mekanı, 206 minareli cami var. Aynı site 120 cami inşaatının devam ettiğini belirtiyor.[x]
Almanya’da Camiler kitabının yazarı Claus Leggewie, 19970’li yıllardan itibaren sessiz sedasız olușan bu camilere ve șu anda inșa edilmek istenen 200 kadar camiye karșı farklı biçimlerde itiraz ve protestoların yükselmesinin bazı sebeplerini şöyle dile getiriyor. Sanayi bölgelerinde, kuytu ve görünmez șekildeki camilerin șehir merkezlerine yakın ve farkedilir bir șekilde inșa edilmesi toplumda bir korku ve endișe olușturuyor. Bu tür camilerin yaygınlașmasıyla Alman toplumunda yabancılașma, paralel bir toplum olușturma ve teröre zemin hazırlama gibi korkuları öne çıkarıyor.[xi]
Bu algının olușmasında, İslam‘a karșı olan Alman ulusalcı parti ve kurulușların propagandasının elbette etkisi vardır. Fakat cami inșa eden grup ve cemaatların öne çıkardıkları ulusalcı ve duyguları tahrik edici tavır ve söylemlerinin de etkisini gözardı etmemek gerekir. Mesela “Fatih” isminde çokca caminin olması, bakın bunlar bizim ülkeyi fethetmek istiyorlar șeklinde karșı propagandaya malzeme sunabiliyor.
___________
Not: Bu yazı, zazaki.com sitesi için yazarı tarafından kısaltılmış ve ufak bir kaç düzeltme yapılmıştır. Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz:
https://kemahi.wordpress.com/2016/12/16/almanyadaki-cami-ve-mescitler/
[i] Beinhauer-Köhler, Bärbel; Leggewie, Claus: Moscheen in Deutschland (Almanya’da Camiler). München 2009, s. 20
[ii] http://www.dunyabizim.com/mercek-alti/24531/almanyanin-en-eski-camii-ve-bir-cihadin-olasiliksiz-peygamberi
[iii] Beinhauer-Köhler, Bärbel; Leggewie, Claus: Moscheen in Deutschland (Almanya’da Camiler). München 2009, s. 25-28
[iv] Ceylan, Rauf: Die Prediger des Islam. Imame – Wer sie sind und was sie wirklich wollen (İslam’ın Hatipleri İmamlar – Kimdirler ve gerçekten ne istiyorlar). Freiburg im Breisgau 2010, sayfa 64-69
[v] Beinhauer-Köhler, Bärbel; Leggewie, Claus: Moscheen in Deutschland (Almanya’da Camiler). München 2009, s. 36
[vi] Beinhauer-Köhler, Bärbel; Leggewie, Claus: Moscheen in Deutschland (Almanya’da Camiler). München 2009, s.36
[vii] Bu sayı namaz kılınan bütün mekanları içermekte, cami denilse de aslında mescit konumundaki yerlerdir.
[viii] https://de.wikipedia.org/wiki/Liste_von_Moscheen_in_Deutschland
[ix] https://de.qantara.de/content/16-mal-mehr-kirchen-als-moscheen-in-deutschland
[x] https://de.statista.com/statistik/daten/studie/72323/umfrage/muslimische-moscheen-und-gebetsraeume-in-deutschland/
[xi] Beinhauer-Köhler, Bärbel; Leggewie, Claus: Moscheen in Deutschland (Almanya’da Camiler). München 2009, s.117