Bir Lehçe veya Dilin Oluşumu Hakkında Somut Bir Örnek
Avustralya'da Aborijinler yeni bir dil icat etti. Sadece 35 yaş altındakiler bu dili (Light Warlpiri) konuşabiliyor. Bebeklerin konuştuğu dilden ortaya çıkmıştır.
Lajamanu, etrafı kızıl kum ve seyrek çalılıklarla çevrelenmiş Avustralya çölünün uzak bir köşesinde mucizeler diyarı gibi yer alır.
2010 yılının şubat ayının bir gününde aniden gökten balıklar yağmaya başlar. Bir kasırganın hızla dönüşü ile balıkları nehirlerden havaya kaldırmıştı. Bulutların içinde buza dönüşen balıkları, rüzgar çölün üstüne taşımış ve böylece buzdan çözülüp sacdan yapılma kulübelerin üzerine yağmıştı.
Balık yağmurundan üç yıl sonra bu köy tekrardan bilimin ilgisini çekmişti. Bu ilgi, Camer O'Shannessy'in yaptığı tuhaf bir gözlemle başladı.
Bir öğretmen olarak görevi köyün çocuklarına İngilizce ve bir Aborijin dili olan Warlpiri öğretmekti. Fakat farkına vardı ki öğrencileri tanınmayan karma bir dil (Kauderwelsch) konuşmaktalar, ki konuşulan dilin içinde sömürgecilik döneminden kalma Kriol bir dil olan Simple Englischin kalıntıları vardı.
Görünen oydu ki öğrenciler üç dil arasında gidip geliyor, hatta bazen konuşulan cümlenin tam ortasında ve açıkça belirli bir düzene göre. Kullanılan kelimeleri Camer O'Shannessy tanımıyordu.
Öğretmen bir ses kayıt cihazıyla bebek dilini kaydedip saatlerce materyal toplayarak dilin kodunu deşifre etti.
“Pişirmek” artık orijinal Warlpiri'deki gibi “purra" değil, “puk”dur. Akşam yemeğine çocuklar artık “kuyu-ju” yerine “sapa-ju” diyordular.
Uzun bir süreden sonra öğretmen farkına vardı ki öğrencileri sadece karma dillerin bileşimi Warlpiri, Kriol ve İngilizce konuşmuyor, daha çok yeni bir dil icat etmişler. Öğretmen dilbilimcilerin hayal ettiğini keşif etmişti. Öyle genç kelimeler ki mucitleri hala hayattaydılar; O'Shannessy, buna şahit olmuştu. Yeni keşfine “Light- Warlpiri" adını verdi.
Bu dilbilimci dört yıl boyunca Outback'da kaldı. Daha sonra ABD'ye taşındı Mischigan Üniversitesi'nde araştırmalarına devam etti. Hala imkan olursa her yıl Lajamnau'ya geri döner.
Zamanla çocukların nasıl büyüdüklerini, dünün çocuklarının nasıl çocuk sahibi olduklarını ve konuştukları dili çocuklarına nasıl aktardıklarını gördü. Nasıl aralarında Light Warlpiri konuştuklarını ve herhangi bir yabancı ortaya çıktığında nasıl önceki dillerine atladıklarını gördü. Nasıl o günden sonra bir dil sınırının köyü böldüğünü: sadece 35 yaş altındakiler Light Warlpiri konuşuyordu, yaşlılar orijinal Warlpiriyi tercih ediyordu.
Bu gün 600 Aborijin bu yerleşim yerinde yaşıyor. Yapay bir yer, sakinleri yurtlarından zorla göçertilen ailelerdirler. Günün birinde kamyonlar gelip erkeklerin zoruyla aileler birbirinden kopartılıp çölün ortasına sürüklenmişlerdi. Avustralya'nın beyaz rejimi zorunlu sürgünü kararlaştırmıştı. Sözde bazı bölgeler dolup taşmıştı insanlarla. Sözde kuraklık ve açlık insan hayatını tehdit ediyordu. 1950'li yıllardı, oysa rejim yalan söylüyordu.
Bazıları yaya olarak tekrardan koparıldıkları yerlere dönmek istemişlerdi. Bunlar saldırılara uğramış ve sürgün yerlerine geri getirilmişlerdi. Tanami Çölü'nün uzak bir köşesinde zorlama bir şekilde sacdan kulübelerden meydana gelmiş ve bir uçak pisti de olan Lajamunu köyü kuruldu.
Sadece birkaç köy sakini köyün tek dükkanında, polis karakolunda veya hastanede iş bulabiliyor, diğerleri devlet yardımı ile geçiniyor. Haftada iki kere bir uçak ve bir kez de kamyon yaşam malzemesi taşır bununda dışında köylüler sivil yaşamdan izole edilmişler. En yakın yerleşim yeri 600 kilometre uzaklıktadır.
Bir dil laboratuarının koşulları burada hüküm sürer; farklı kaynaklardan bol miktarda kelime ve hemen hemen dış rahatsızlıklardan uzak.
Dil konusunda uzman bir dergi olan “Language” de O'Shannessy Light Warlpiriyi dünya kamuoyuna sundu. Fiiller ingilizce ve warlpiriden oluşurken isimler çoğunlukla Krioldan oluşur. O'Shannessy bir çok örnekle bize Light Warlpirinin nasıl alışılmışın dışında yaratılmış bir dil olduğunu ıspatlar.
Çocuklar orijinal dilin sadece yapı taşlarını değiştirmekle kalmayıp ayrıca yeniden oluşturdular. Böylece yeni bir zaman keşfettiler ki bu hiçbir orijinal kaynakta yoktur: “Olmayan gelecek zaman” Olmayan gelecek zaman -öyle bir yapı ki geçmiş ve şimdiki zamanda olabilen ama gelecekte asla olmayan bir süreci tanımlar.
Köln Üniversitesi'nde dilbilimci olan Nikolaus Himmelmann Light Warlpiriyi “heyecan verici bir keşif" olarak görüyor. Max- Planck Enstitüsü'nden meslektaşı olan Susanne Michaelis “araştırma için büyük bir önem taşıyan tarihi bir mutluluk” olarak görür. Outbackteki gözlem dilbiliminin merkezinde olan bir gizemin çözümüne yardımcı olabilir: Neden ve hangi şekilde bir dil dünyaya doğuyor? O'Shannessy buna sürpriz bir cevap veriyor: “Her şey bebek konuşmasıyla başladı.”
Kastedilen bütün dünyada duyulan bebek dilidir. Bütün dünya kültürlerinde yetişkinler bebeklerle bakıştıklarında anlamsız ve aptalca bir şekilde gevezelik yaparlar. Sesleri yükselir, zor kelimeleri konuşmaktan çekinirler ve her cümleyi bir kaç kez tekrarlarlar. Örneğin Almanlar “Acaba çocuk Happa Happa mı istiyor” yani “lezetli bir yemek mi yemek istiyor anlamında”, diye sorarlar.
Aborijin çocuklarının ilk yaşam yıllarında kaptıkları çocuk dili idi. Ki çevrelerinde konuşulan üç dilden alınarak yapılan sade kelimelerdi. Sonra oyun dönemi başlar: Lajamunda çocuklar yürümeye başlar başlamaz hemen hemen kendi aralarında baş başa kalırlar, gün boyu yetişkinleri çok az görürler. Çocuklar genelde aralarında oynarlar ve zıplarlar ancak acıktıklarında veya yorulduklarında eve gelirler. Eve ne zaman döneceklerine kendileri karar verirler. O'Shannessy bazen dört yaşındaki çocukların nasıl kilometrelerce uzaklıktaki bir kuyuya tek başlarına gittiklerini gözlemliyordu. O'Shannessy'in tahminine göre tek tek çocuklar önce dilin yapıtaşları ile deney yaparlar. Diğer çocuklar yeni formun taklidini yaparlar ta ki yeni bir kod ortaya çıkıncaya kadar. Her kim ki yeni koda hakimse kullanma hakkına da sahipti.
Leipzigli dilbilimci Mischaelis bu teori hakkında “Alışılmışın dışında" diyor, fakat makul bir şekilde açıklayıcı olarak görüyor: “O'Shannessy bu dilin ortaya çıkış pratiğinde hazır bulundu bu yüzden Lajamundudaki koşulları ondan daha iyi hiç kimse bilemez."
İstisnai yaratıcılık, özgürlük ve izolasyon Lajamundu'da bunların hepsi bir araya gelmişti. “Belki de bu koşullarda yeni bir dilin ortaya çıkışı hiç de şaşırtıcı değil”, diye spekülasyonda bulunuyor O'Shannessy.
Çünkü Aborijinler günlük yaşamda da kelimelerle çok keyifle oynarlar. Onlardan biri öldüğünde, adı da kendisi ile birlikte ölür. Adını söylemek tabu olur, aynı şekilde sesteş olan kelimeler de. Aynı ismi taşıyanlar ya baş harfleri ile çağrılırlar ya da “Kumunjayi” yani “İsimsiz” diye çağrılırlar.
Yas tutan dullar mutlak bir sessizliğe gömülürler, bazen aylarca bazıları hatta yıllarca. Bir işaret diline geçiş yaparlar ki bu ek işaret diline her Aborijinli hakimdir. İnsan onları vücut hareketleriyle anlaştıklarını görürsünüz, eğer çıkarılacak sesler av hayvanını ürkütecekse. Ya da bir olayı anlattıklarında, bu olaya çok büyük saygı duyduklarını göstermek için, ki fısıldamak dahi abes ise, vücut hareketleriyle anlatırlar.
Böylece çocuklar daha küçük yaşlarda kelimelere yeni bir şekil vermeyi öğrenirler. Nasıl ki dünyanın başka ülkelerinde çocuklar hamurdan figürler ortaya çıkarmasını öğrenirler. Ancak, tahminen bilinçsizce başlayan dil oyunu, şimdilik köyün gençleri için çok büyük bir önem arz etmektedir. Dillerine “Lajamunju Stail” derler. Kimki Lajamunju- Style hakimse o genç, modern ve onlardan biridir.
Bu duruma köyün bazı yaşlıları razı değiller. Light Warlpiriyianlarlar, nasıl ki bir İsveçli bir Norveçliyi anlar. Fakat orijinal dillerinin kaybolmasından korkarlar. Light Warlpiriyi küçümseyici bir şekilde “Rampaku” diye adlandırırlar yani “işe yaramaz”. Fakat yaşlıların belirttiklerine göre daha umutlarını yitirmemişler, ki gençlerin bir gün akıllarının başlarına geleceğine inanıyorlar.
Bir Walpiri öldüğünde, adı da kendisi ile birlikte ölür. Aynı ismi taşıyanların adı “Kumanjayi”; “İsimsiz”dir.
___________
Not: Bu makaleyi DER SPIEGEL dergisinin internet sayfasından, http://www.spiegel.de/spiegel/print/d-120780572.html linkinden Almanca'dan çevirdim. Asıl adı "Mucizeler Köyü" anlamına gelen "Dorf der Wunder"dir.
Elebtte bütün yeni diller, lehçeler ve şiveler bu şekilde oluşmamıştır ama dillerden yeni lehçe veya dillerin oluşumu hakkında gözlemlenebilmiş somut bir örnek olduğu için çevirmeyi uygun buldum. (İsmet Bor)