Kimliksiz Çığlıklar
Kimliksiz Çığlıklar, Kadir Dağhan’ın Denemeler Kitabı. (Kurgu Kültür Merkezi Yayını, Ankara, Eylül 2018)
Kadir Dağhan’ın (d.1953) Denemeler kitabında, Önsöz hariç 12 deneme var. İlk iki deneme, Hepsi Yakınımdı ve Ekinoks, Ankara 19 Ekim 2015 Tren Garı Katliamı’nı dile getiriyor. Bu iki denemeyi okurken, insan edebiyatın gücünü, işlevini daha iyi kavrıyor.
Bu düşüncemi belirtmek için şöyle anlatayım. 1 Mayıs 1977, 10 Ekin 2015 gibi katliamlar, bilimin, siyasetin kavramlarıyla incelenebilir. Bu incelemeyi yapan kişi kabaca şöyle bir yol izler… Mitinge, gösteriye, yürüyüşe, kutlamaya veya anmaya kimler katılıyor? Bu eyleme katılanların ne kadarı kadın, ne kadarı erkek? Eyleme katılanların yaşları, eğitim durumları… Eyleme katılanlar, toplumun hangi sınıflarından, tabakalarında geliyorlar… Eyleme katılanları hangi düşünceler yönlendiriyor? Bu düşünceler nasıl gelişmiş? Öğrenciler, işçiler köylüler vs. eyleme katılanlar, hangi sloganları atıyorlar, taşıdıkları pankartlarda neler yazıyor… Güvenlik güçlerinin eyleme katılanlara karşı tutumu nedir? Eylemi izleyen basın mensupları var mı? Eylem ne gibi sonuçlar doğurdu? vs.
Bilimin ve siyasetin kavramlarıyla süreci anlamaya çalışanlar, genel olarak bu gibi konularla ilgilenirler. Dikkat edilirse, burada, eyleme katılanların duygularını dile getirmek yoktur. Eyleme katılanlar, hangi duyguların içinde eyleme katılıyorlar? Eyleme katılırken, kendileri ve arkadaşları hakkında neler hissediyorlar? Eylem sırasında güvenlik güçlerinin baskılara karşısında neler hissediyorlar? Devlet terörünün tırmandırılması, eyleme katılanlara biber gazıyla, tomalarla, tüfeklerle, coplarla saldırılması, eyleme katılanların dağıtılması, yaralanmaların, ölümlerin meydana gelmesi, ölümlerin artması, kaos ortamının oluşması karşısında, eyleme katılanları duyguları nasıl gelişiyor? Bu duyguların dile getirilmesi elbette çok önemli. Süreci bilimin ve siyasetin kavramlarıyla dile getirmeye çalışanlar, bu konulara fazla girmezler. Eyleme katılanların düşünceleri hakkında yazabilirler ama duyguların eşelenmesine girişmezler… Bunları, ancak edebiyat yapabilir.
Kadir Dağhan, 1 Mayıs 1977 kutlamasına arkadaşlarıyla, 10 Ekim 2015 Suruç Şehitleri anmasına kızıyla birlikte katılmış bir yazar… 12 Eylül döneminde de birçok kutlamaya, anmaya katılmış bir yazar. Bu süreçlerde, gerek kendi yaşadığı duyguları, gerek eyleme katılanların yaşadıkları duyguları etkin bir şeklide anlatıyor. Sürecin gelişmesi, bombaların patlamasından sonra, kol, bacak, kafa gibi vücut parçalarının havada uçuşmaları karşısında, bu duyguların nasıl geliştiğini, yükseldiğini çok rahat bir şekilde dile getiriyor. Eyleme katılanların duygularını eşelemeye, didiklemeye gayret ediyor… İnsan bu anlatımlarda edebiyatın işlevini, gücünü görebiliyor. Bunları bilim ve siyaset yazılarında görmek kanımca mümkün değildir.
Yazar Kadir Dağhan’ın, yine Kurgu Kültür Merkezi tarafından, 2018 başlarında yayımlanan Zelal Yaşamlar romanında, bu konuları çok başarılı bir şekilde dile getirdiği görülüyor. Zelal Yaşamlar, romanında da, 10 Ekim 2015 Gar Katliamı sırasında yaşanan duygular çok etkin bir şekilde dile getiriliyor.
Kadir Dağhan, Ekinoks başlıklı denemesinde, 18 Kasım 2017 tarihinde, Ankara’da, Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açılan bir sergiden söz etmektedir. (s. 49) 10 Ekim 2015 Gar Katliamında bir bacağını kaybeden Günay Karakuş’un resim sergisi… Sergiye katılanlardan biri de Cafer. O da katliamda bir bacağını kaybetmiş… Kadir Dağhan bu karşılaşmayı da dile getiriyor.
Günay Karakuş, ekinoksu şöyle tanıtıyor. ‘Ekinoks, coğrafyada, güneş ışınlarının ekvatora dik gelmesinin sonrasında, gece ve gündüzün eşit olması olarak tanımlanıyor. Dünyanın bir tarafı tamamen karanlık, diğer tarafı ise aydınlık oluyor. Tıpkı yaşamlarımız gibi. Ben bunu metafor olarak görüyor, kendi yaşam ikilemlerimize benzetiyorum. Hayatlarımızın bir yanı mutluluk, bir yanı acı ve hüzün…’ (s. 54)
Kadir Dağhan, Kimliksiz Çığlıklar isimli kitabında, yer alan denemelerinde, acı, cesaret, onur, sevgi, çocukluk, mutluluk, hüzün gibi soyut olan kavramları irdelemeye çalışıyor. ‘Unutmadığın kadar güçlü, unuttuğun kadar suçlusun’ sözünü değerlendiriyor. (s.58) Dil üzerine, çocuklar üzerine, kadın üzerine, hayvanlar ve doğa üzerine değerlendirmeler yapıyor. ‘Hep Kanar Dilim’ diyerek Kürd dili hakkında yaptığı değerlendirmeler ilgi çekici… Hava, su, gıda hakkında yaptığı değerlendirmeler de öyle…
Kadir Dağhan’ın Kimliksiz Çığlıklar kitabı, başarılı bir denemeler kitabı…