"Kırmanc" Sözcüğü Üzerine Bir Not
Daha çok Türklerin "Zazaca" diye adlandırdığı Kürtçeye, Dersimliler, "Kırmancî" veya "Kırmanckî" diyor. Dersimdekilerin ve yine başka yörelere göçetmiş olan Dersimlilerin kendilerine "Kırmanc" dediğini de biliyoruz.
"Kırmanc" sözcüğünün "Kürdlük" anlamına geldiğini, herkesten önce Dersimlilerin kendileri vurguluyor. Örneğin, daha sonraları Kürdlüğünü inkar etmeye başlayan, sadece "Zaza" olduğunu iddia eden Zülfü Selcan bile, Hêvî dergisinin 1. sayısında yayımlanan yazısında "Kirmancîye Kürtlük anlamına geliyor" diyor. Dersim'in bütün ozanları, çoğu yazarı, daha doğrusu Dersimlilerin tümü "Kırmanc" sözcüğünü "Kürd" anlamında kullanıyor.
Dersimliler "Zaza" sözcüğünden hazzetmez, ancak son yıllarda Kürdlüğünü inkar eden kimi şahıslar, "Kırmanc" sözcüğünün "Kürdlük" anlamına geldiğini, başka bir anlam yüklemenin mümkün olmadığını iyi bildiklerinden, bir açıdan da hep Türkçe konuştuklarından dolayı "Zaza" adını kullanmaya başladıklarını görüyoruz.
Kırmanc sözcüğü sadece Dersim'de değil, Dersim'den çok uzakta olan ve Kürtçenin Kurmancî diyalektini konuşan Hakkari bölgesinde, yine Güney Kürdistan'ın çok geniş bir alanını kaplayan Behdinan bölgesinde de aynı şekilde kullanılıyor. Bütün sözel ve yazılı edebiyatlarında, konuşmalarında, Diyarbakır ve Serhad bölgesinin telaffuzu olan "Kurmanc" değil de, tıpkı Dersimliler gibi "Kırmanc" diyorlar. Bu adı kendileri için, daha çok köylülük için kullanıyorlar. Konuştukları Kürtçeye de "Kırmancî" diyorlar. Bu, sabit bir bilgidir.
Dersim'den çok daha uzaklarda olan ve Kürtçenin Mukrî (Soranî) diyalektini konuşan Mahabad ve Senendej Kürtleri de, aynen Dersimlilerin telaffuz ettiği şekilde "Kırmanc" diyorlar. Aynı diyalekti konuşan Güney Kürdistan'ın Soran bölgesi de bunu böyle kullanıyor.
Örneğin Mahabadlı ünlü Kürt şair Hêmîn Mukrîyanî (1921-1986), henüz gençlik dönemlerinde kaleme aldığı ilk eserlerinden "Beharî Ladê" yani "Köy Baharı" adlı şiirinde şöyle diyor:
"Bahardır; iş zamanı sevdiğim, neden geleyim ki şehre?
Eğer gelirsem şehre, kim var üstlenecek bunca işi gücü?
Kırmancım ben ve Kırmanc, gelince bahar mevsimi, kudururcasına
Hareketlenmelidir yamaçlarda ve dağda, tarlalarda ve ovada
Ta ki üretene dek ekmeği ve götürmese şehir halkına, imdat ederler"
Şair Hêmîn, burada "Kırmanc" adını "köylü" anlamında kullanıyor. Yani Kürt milleti içerisinde, ayrı bir toplumsal tabaka için kullanıyor. Çünkü Mahabad ve Senendej'de şehirli Kürtler, köylü Kürtleri biraz da küçümseme ile "Kırmanc" olarak adlandırmaktalar. Şair, "Köylüden" yani "Kırmancdan olmazsa şehir halkı ne yer, açlıktan imdat eder" diyerek "şehirlilerin Kırmanclara muhtaç olduğunu" vurguluyor, Kırmanclığı avantaja çevirerek denge kurmaya çalışıyor.
Sadece Dersim'de değil, Kürdistan'ın her tarafında, bütün Kürtler arasında, "Kırmanc" sözcüğü "Kürtlük" anlamındadır elbette. Fakat sosyal bir sınıfı işaret etmektedir aynı zamanda. Kürtlüğün köylülük kesimi için kullanılmaktadır daha çok. Bundan dolayı, özellikle son yıllarda, bizim Kuzeyli Kurmanc Kürtleri kendileri için "Kurmanc" adı yerine ısrarla "Kürd", yine "Kurmancî" yerine de "Kürtçe" diyorlar. Bu şekilde, "köylülükten" kurtularak daha üst bir kimliğe geçmiş oluyorlar.
Türklerde de "Türkmen" adı, aslında sosyal bir kategorinin adıdır. Türkmenler de Türktür elbette ama Türklük içinde daha farklı, biraz da aşağı bir kategoridir. Türklerde Türkmenlik neyse, Kürtlerde de Kırmanclık ona benzer bir şeydir. Türkiye'deki Türkmenler, biz Türkmeniz demiyorlar artık, biz Türküz diyorlar.
Tam burada, diğer bir noktaya daha değineyim. Vate Çalışma Grubu, Zazaca Kürtçesi için, Dersim bölgesinde kullanıldığı şekliyle "Kırmancca" adını kullanmayı kararlaştırmış. Ancak bunu dayatmalarını doğru bulmuyorum. Şahsen, kendim Kürtçe yazarken, atalarımızın kullandığı ve "Kürdçe" anlamındaki "Kırdî" veya "Kırdkî" adını kullanıyorum. Kurmancların kendilerini Kurmanclıktan (Köylülükten) üst bir kimliğe yani Kürtlüğe atmışken, biz Kırdlerin kalkıp Kırmanclığa inmemizi içime sindiremiyorum. Dersimililer, yine Dersimli yazarlar, öteden beri "Kırmanc" adını kendileri için kullandıklarından elbette şimdi de kullanabilirler.
Kürt milleti içerisinde, şehirli Kürtler, yine, maddi veya idari açıdan üst sınıfa ait Kürtler, aşiret mensubu Kürtler, yani üst tabakadan olanlar, kendilerine "Kırmanc" demez. Bunlar, konuştukları Kürt diyalekti, hangisi olursa olsun, kendilerine "Kürd" derler.
Kürd sözcüğünün Zazakî telaffuzu ise "Kırd"dır. Bundan dolayı Ehmedê Xasî, 1899 tarihinde yayımlanan kitabını "Mewlûdê Kırdî" yani "Kürtçe Mevlit" şeklinde adlandırmıştır.
Diyarbakır'ın kuzey kesiminde, Bingöl bölgesinde, sadece Ehmedê Xasî değil, tarihten beri tüm atalarımız kendilerine "Kırd" demiş, yaşadıkları geniş dağlık bölgeye de "Kırdane" demişlerdir. Beraber yaşadığımız Kurmanc Kürtleri ise, Dımbıli aşireti adını bize teşmil ederek, bu bölgelerde, bize "Dımıli" diyorlar. Bölgemizi de "Dımılya" ya da "Dımbılya" şeklinde adlandırıyorlar. Bunu her kes biliyordur.
Şehirlerde ise, Türkçe konuşulduğundan, Türklerin adlandırması etkisinde kalınarak, bizim için "Zaza" adı kullanılmıştır. Örneğin biz, Diyarbakır'a taşınmadan önce, "Zaza" adını hiç duymamıştık, bilmiyorduk. Kendim bu sözcüğü ilk duyduğumda, şaşırmıştım, hayret etmiştim.
Ama daha sonra alıştık, daha doğrusu kanıksadık diyebilirim. Şimdi Türkçe konuşurken, konuştuğumuz Kürtçe için hepimiz, Kurmanclarımız da artık Zazakî veya Zazaca adını kullanıyor.
Ben de Türkçe konuşurken, yazarken Zazaca veya Zazakî diyorum. Yoksa, daha önce "Zaza" imişiz de, şimdi kalkıp kendimize "Kürd" veya "Kırd" diyoruz diye bir şey yok! Eğer Kırd yani Kürd olmasaydık, Kürtlük bu kadar zor bir şey iken, niye kalkıp kendimize illa Kırd/Kürd diyelim ki?
Öte yandan, aslında kendilerine "Kırd" veya "Kırmanc" diyen ama Türklerin "Zaza" diye adlandırdığı Kürdler, şayet Kürd değilse, neden birileri sabah akşam kalkıp "Zazalar Kürd değil" diye nakarat tutuyor? Örneğin niye "Zazalar Fars değil", "Zazalar Türk değil", "Zazalar Ermeni değil" demiyor? Burda bir sorun yok mu? Örneğin Türkler "Zazalar Türktür", Farslar "Zazalar Farstır", Ermeniler "Zazalar Ermenidir" demiştir. Ama Kürtlerde, sadece biz Kırd/Kırmanc olanlar "Biz Kürdüz" diyoruz. Yoksa örneğin Kurmanc, Soran, Goran, Lur ve diğer Kürt gruplarının bu yöndeki bir söylemi pek yoktur, biz kendimiz "Biz Kürdüz" diyoruz. Kırd isek "Kürdüz biz" demiyelim mi? Buna kızmanın, küfür etmenin anlamı yoktur. Biz kimseye gelin Kürd olun demiyoruz ki!
"Zazalar sadece Zazadır" diyen kişilere gelince, niye hiç Zazaca konuşmuyor, Zazaca bir şey üretmiyor bunlar? Hep Türkçe konuşuyorlar. "Bizim Zazacamız orijinal olanıdır" diyerek, biz Kırdlerin Zazacalarını bozduğumuzu iddia ediyorlar. Ama bunu Türkçe söylüyorlar! Bizim kendi Kırdkîmiz, Kırmanckîmiz yanî Zazacamız böyle, işte yazdığımız olanıdır; yüzlerce kitapla, dergilerle, gazetelerle, internet siteleriyle ortadadır. Şahsen kendi köylerinin "Orijinal Zazacasını" merak etmişimdir hep. Dili konuşan, yaşatan, emek veren, kaydeden, gelecek kuşaklara aktaran biz. Ama Zazacılığını yapan siz! Olur mu şimdi öyle?
Bi serran a ke ma zazakîya nuştekî teqîb kenê la hama yew merdim zî kamcîn name û çi semed ra xo rê esas gureta û o qeîde şuxulnaya kesî ra nêvato û hewce zî nêdîyo vajo. No terz, mi gore, ne îlmîyo ne zî exlaqîyo. Mi vato bîyo ez zana şima nêzanî. Mi ser na msele sereyê xo dejnayo şima qasê mi nêzanî ûsn. îfadeyan îtîrazan red kerdiş û rikkerdiş ra ne îlîm ne zî heqîqet yeno ra.
Nameyê ke ma pê xo name kerdî ca bi ca bedeliyenê. Beno ke nê nameyî lokal yanî mehellî bê. Feqet semedo ke zafane nê name şuxulnenî o ride ra xebatanê îlmî de nê nameyan şuxulnayiş zaf mehqul nîyo.
Tirkan de yew qal esta vanê: "Xelet-î meşhûr luxat-î fesîhten ewladir." Mi gore zî nameyê kirmanc semedê kirdan û zazayan şuxulnayiş xelet-î meşhûro ke qesdî virazîyo. Nê nuştoxî ke no name vijnayo û şarê ma rê zî tewsîye kenê wa sebebê xo vajî ma zî pê na mesele xo meşxûl nêkir.
Nê eke vanê ma zanê şima tabî mabên û sey öztürkçecîyê tirkan wazenê xo bidê qebûlkerdiş, wa bizanê bi zorî îlîm nêbeno.
Sere de name xelet ameyo vîjnayiş ma xebata bîn ra çi ra bawer benê wa yew ma ra vajo. Îlîm pê raydayiş ne, pê îqnakerdiş û îzahato maqûl yeno pê.
Pê serran a kovara Vate vejiyena û qasê yew ensîklopedî kuliyat ardo meydan. Destê nê xebatkaran tern bê. Feqet ma biewn kehenî û hûmara kovarî ma pê xo xapînên. Yew xeletî semedo ke henzar serrî ya a xeletî xeletî ra nêxelesnena. Heto bîn ra pê raydayişê û raydayişê zafane zî tercîh û meylanê xo raşt û îlîm qebûl kerdiş çiqas mutebero. Mesela gera nêbo zemînê herbê hîssî. Pê rik û înad îlîm nêbeno.
Nameyê kirdas rê zî çiyedo ke ez zana noyo: Kurd û yan zî Kird semedê kurdê ke cayeyê yeno şuxulnayiş. Hugo Makas yew vateyê verînan sereyê serranê 1900 de qeyd keno vano: Kurd û kurdasî, pey ra neke tû nasî, hem tê hem dixwe hem dixwaze. Ma nê vate ra vejenê ke kurd caye û kurdasî koçero. Raşta zî cayê ke kird cayeyê xo ra vanê kird û kurmancan ra zî semedo ke ê welat de koçerî kenê vanê kirdas.
Nameyê zaza yew leqeba û hetê tirkanê osmanîyan ra ameya dayiş. Sey dadaş, gakoş usn. Nameyê Dimilî zî nameyê eşîretêk o. Na eşîret de zaza zî estê kurmanc zî estê. No ride ra ez na mesela de heq dano kek Roşan û tawilê ke dayê înan teyîd keno û vano na mesela pê raydayiş û cor ra ferman kerdiş ne pê îqna û îzehet cê miyan ra vêjo.
Bimanên weşî de gelê ma.
http://www.siverekname.com/kose-yazisi/1777/aksaray-kurtleri-ve-quran-meali-calismasi-arastirma-inceleme.htmll