Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliği
Haşdi Şabi Kürd/Kürdistan karşıtı bir örgüttür. Kürdler için, IŞİD neyse, Haşdi Şabi de odur. Haşdi Şabi’nin yekpare bir örgüt olmadığı, içinde birçok kanat olduğu söylenebilir. Ama, hepsinin ortak özelliği Kürd/Kürdistan karşıtı olmalarıdır.
PKK, Haşdi Şabi ile ortaklık, işbirliği yaparak, Kürd kazanımlarını bozmaya, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin statüsünü aşındırmaya gayret etmektedir. 1970’lerin sonlarında, Birleşik, Bağımsız Kürdistan için yola çıkan örgütün bugün geldiği nokta budur. Kürd kazanımlarını bozmak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin statüsünü aşındırmak, yok etmek… Bunun da, Türkiye’nin, İran’ın, Irak’ın, Suriye’nin istemi olduğu çok açıktır.
Bir: Kürdistan Bölgesi Genel Güvenlik Ajansı, 8 Ekim 2020’de, Serzer Gümrük kapısı (Çukurca) Asayiş Müdürü Gazi Salih’in, PKK/KCK tarafından öldürüldüğünü açıklamıştır.
İki: 1 Kasım 2020’de PKK/KCK, Kürd petrolünü Ceyhan’a taşıyan petrol boru hattına saldırmıştır. Boru hattını patlatmıştır. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin , her gün 10 milyon dolar zarara uğradığı bildirilmektedir. Bu ancak, Kürd düşmanı güçlerin yapabileceği bir eylemdir. Kürdlerin/Kürdistan’ın etrafının, Kürdlere hasım güçlerce çevrili olduğu açıktır.
Üç: PKK/KCK, 5 Kasım 2020’de, Çemenka’da, peşmerge birliğine saldırmış, bir peşmergenin ölümüne, üçünün yaralanmasına neden olmuştur.
Bütün bunlar hangi toplumsal, siyasal ve ruhsal bir ortamda oluyor? Mesut Barzani’inin ‘Kürdler arası savaşı biz haram kıldık’ dediği ve bu ilkeye ısrarla uyduğu bir ortamda oluyor.
Dört: Aralık 2020 başından beri Süleymaniye’de ve Süleymaniye’nin ilçelerinde, ‘maaş istiyoruz’ adı altında gösteriler yapılmaktadır. Parti binaları, özellikle KDP’nin binaları yakılmaktadır. Seyid Sadiq, Piremegrun, Tekiye, Xurmal, Pencwîn, Raperîn, Germiyan gibi alanlarda, PKK/KCK’nin provokatör güç olarak çalıştığı gözlenmektedir. Bazı alanlarda KDP binalarının yakılması, Süleymaniye asayişinin gözü ününde cereyan etmiştir.
Maaş gösterilerinin yapıldığı alanın Süleymaniye değil, Bağdat olması gerektiği besbellidir.
Beş: 10 Aralık’ta Dokan’da meydana gelen saldırıda bir peşmerge de şehit olmuştur. Pencwîn’de bir Peşmerge’nin şehit edilmesi olayıyla ilgili olarak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden Hêriş Mela Xidir, “O Peşmerge kanas suikast silahıyla şehit düşürülmüştü. Hiçbir gösterici bu silahı kullanmayı bilmez. Ama o bölgede PKK ve PJAK güçleri vardı. Onlardan şüpheleniyorum açıkçası” yorumunda bulunmuştur. (Bk. YNK'li yetkili: YNK'nin PKK ile ilişkilerini gözden geçirmesinin zamanı geldi, başlıklı haber, nerinaazad, 13 Aralık 2020)
Altı: PKK medyası, Kürdistan Bölgesi'nin yıkılması için açık çağrı yapıyor
“… PKK medyasının Irak Parlamentosu’nda Kürdistan Bölgesi statüsüne karşıtlık yapan Bağdat yanlısı takımı destekler ve açıkca Kürdistan Bölgesi’nin statüsünün yıkılması çağrı yapan haberler yayımlaması dikkat çekiyor. Kürdistan Bölgesi güvenlik kaynakları, gösterilerde yer alan maskeli kişilerin PKK'li olduklarını ve şiddet olaylarını körüklemek için provokasyon yaptıklarını belirtiyorlar.
Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentine bağlı bazı ilçe ve nahiyelerde gelişen şiddet olaylarında PDK’nin birçok binası, hükümet kurumları, tapu arşiv depoları, trafik şubeleri, kaymakam ve nahiye müdürlerinin evleri hedef alınmıştı.
Şiddet olaylarında maaş için gösteri yapan memurlar ile hiçbir ilgisi bulunmayan genç ve çocuk yaşta yüzleri maskeli grupların yer almaları dikkat çekiyor.
PKK medyasının ise olayları körükleyen, Kürdistan Bölgesi’nin statüsünü, hükümetini hedefleyen haberleri manşetlerine taşıyarak kışkırtıcılık yaptığı görülüyor. Özellikle Kürtçe’nin Soranca lehçesinde yaptığı haberlerle Güney’deki gençlerin öfkesini Bağdat’a değil Kürdistan Bölgesi’ne yönlendirmek için manüpüle ettiği görülüyor.
Konu hakkında BasNews’e konuşan Kürt siyasetçi Osman Öcalan, PKK’nin Kuzey Kürdistan’da yenilgi getiren mücadele tarzını Süleymaniye’de hayata geçirmek istediğini belirterek,“PKK’nin geçmişte yenilgi getiren tecrübesi yanlıştır. Bu şekilde ne PKK kazanır ne de Kürdistan Bölgesi’nin durumu düzelir. Süleymaniye’nin kurban edilmesi kabul edilemez” dedi.
Gazeteci-yazar Cemal Ebdula ise Süleymaniye’deki şiddet olaylarında PKK’lilerin katıldığı ve gençleri tahrik ederek hükümet, parti binalarına saldırtıklarına dair belgeler olduğunu söyledi.
Cemal Ebdula sözlerini şöyle sürdürdü: “PKK medya üzerinden açıkça Kürdistan Bölgesi’nde kargaşa yaratılması için şiddet eylemleri için çağrı yapıyor.
PKK’nin bu kirli işlerine ortak olanlar bu olayların büyüklüğünü farkettiklerinde büyük bir korku yaşadılar.
PKK ile dostluk yapan partilerin siyasetlerini gözden geçirmesi gerektiğini dile getiren Cemal Ebdula, “Dost gördükleri parti kendi binalarını yakmak için üyelerini gönderiyor. Bu nasıl bir dostluksa” şeklinde tepki gösterdi” (narinaazad, 12 Aralık 2020)
PKK medyası sık sık, Irak’ın, Suriye’nin, Türkiye’nin meşru devletler olduğunu, bağımsız Kürdistan’ın meşru olmadığını yazmaktadır. Bunu ancak, Kürdistan’ı müştereken, devletlerarası sömürge baskısı altında tutan Irak, İran, Suriye, Türkiye gibi devletler söyleyebilir.
Yedi: K24'ün haberine göre, 13-14 Aralık gecesi, PKK’liler, Amedi’ye bağlı Derişe köyünde bir Peşmerge noktasından araçlarla izinsiz geçmeye çalışırken Peşmerge güçlerine ateş açtı.
Haberde, daha sonra dört koldan PKK'lilerin ateş açmaya başladığı ve saldırıda Abdurrahman Emin isimli Peşmerge'nin şehit olduğunu belirtildi (nerinaazad, 14 Aralık 2020)
Sekiz: K24’ün haberine göre, kimliği belirsiz kişiler tarafından PDK Çemçemal binasına kalaşnikoflarla saldırı düzenlendiği bildirildi. (nerinaazad, 14 Aralık 2020
* * *
Şengal Kürd bölgesidir. 1970’lerin ortalarına kadar Şengal’de hiçbir Arap ailesi yoktur. Saddam Hüseyin, Şengal’i Araplaştırmak için 1975 ve sonrasında buraya Arap aileler yerleştirmeye başlamıştır. Bugünse, PKK/KCK, Şengal’de Haşdi Şabi ile ortaklık, işbirliği içinde Şengal’i Kürdistan’dan uzaklaştırma çabasındadır. Bugün PKK/KCK Şengal’de, İran çıkarlarının koruyucusu durumundadır.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi, caddelerde, sokaklarda, lokantalarda, kafelerde, otellerde, okulda-üniversitede, çarşıda-pazarda camide, mescitte, parlamentoda- bakanlıklarda, belediyede, orduda, poliste… her yerde Kürd seslerinin dalgalandığı bir alandır. Kurtarılmış bir alandır. Her yerde Kürd/Kürdistan havası solunmaktadır. Bu kazanımı sağlamak için çok ağır bedellerin ödendiği de yakından bilinmektedir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin statüsü titizlikle korunmalıdır. Bu statüyü bozmaya gayret etmek, ancak Kürd karşıtı, Kürdistan karşıtı güçlerin işi olabilir.
PKK/KCK Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin egemenliğini tanımaya davet edilmelidir. Tanımıyorsa bölgeyi terketmelidir. Terketmiyorsa, takibatla, idari ve cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmalıdır.