ANADİLİMİN SESİ
“Anadilini konuştuğu için şiddet gören ve bu nedenle konuşmayı unutanlara”
-Ez tîya raaaa…
Tanrım bu ses beni öldürecek. Bu ses azalmak yerine gün geçtikçe artıyor. Beynime sanki bir okyanusun en asi ve arsız dalgası gibi çarpıyor. Kıyılarımı tarumar ediyor ve yosunlar bırakıyor ağzıma. Yosunlar sesimi boğuyor. Dilimin ucunda can veriyor sözcüklerim. Ağzım şimdi bir mezarlık…
-Mi de qisey bikeeee…
Ben bu sesi duymak istemiyorum. Uzun zaman oldu. Hem de çok uzun zaman oldu. Ben bu sesi çocukken beynimin en ücra hücrelerine hapsetmiştim. Orda yaşasın yeter demiştim. Çünkü böyle yaparsam kimse ona da bana da dokunamayacaktı. Nasıl oldu ve nasıl başardı bilmem şimdi güçleniyor bu ses. Ses büyüyor. Ve ben çok yorgunum. Sadece uyumak ve huzurlu bir sessizlikle sarmalanmak istiyorum. Ağzımdaki ölü sözcüklere sarılıp uyumak…
-Mi mekişeee…
Ses acıtır mı? Bu ses acıtıyor. Kanım çekiliyor. Yüreğim gizli bir elin avuçlarında sıkılıyor sanki. Ses ağlar mı? Bu ses ağlıyor. Hiç duymadığım kadar acı bir ağıtla sarıyor bütün ruhumu. Ben ağıtlarla büyüyen bir halkın kızıyım. Ama bu ağıt başka…
-Ez vengê ezbetê to ya. Ez ziwanê dayika to yaaaa…
Hızla uzaklaşıyorum andan. Şimdi bir okulun karanlık koridorlarındayım. Yedi yaşındayım ve üşüyorum. Yasak bir dilde ağlayarak doğmuşum. Suçum çok ağır ve ben bedelini ödüyorum bu karanlık koridorlarda. Ses dudaklarıma dokunuyor. Sözcükler ılık ve sevgi dolu:
-To dî ez ti ya. Ma yew ê. Mi ra meterse.
Korkuyorum. Bu büyük ve karanlık koridorlarda hissettiğim tek şey korku. “Konuşma” diyorum. “Benimle konuşursan yok olursun. Suçum çok büyük. Suçum sensin. Bana yaklaşan her şey senin yüzünden yok oluyor. Sen de yok olursun.”
Susuyor ses. Susturuyorum onu ben. Ve her gece o sesin bir harfini beynimdeki hücrelere hapsediyorum. Susuyorum ben. Yok olmamak için susuyorum.
Şimdi ses büyüyor. Çoğalıyor ses…
-To ra qeder tu kesê mi çin o. Qisey bike.
Biliyorum. Hem de çok iyi biliyorum bu ses olmadan büyümek ağırdı. Bu ses olmadan yollar karanlıktı. Ben bu sesin kimsesiziyim. Ama boğazımda yosunlar büyüyor ve sesim ölüyor.
Sesimi yedi yaşımda bırakıyorum. Büyüyorum. Ses büyüyor…
Bese kerdene;-ebilmek,muktedir olmak,yetebilmek
A) "Bese kerdene" yardımcı fiilinin diğer dillerde ki eş anlamlıları;
"Bese kerdene" bu latin ve germen-norman dillerindeki aynı anlama gelen sözcüklere göre daha arkaik geçmişteki haline daha yakın görünüyor.
Eğer bunlar benzeşme biçiminde tesadüf değilse, veri olarak önemli değer taşımaktadır.Bilim insanları dilleri karşılaştırıp yeni veriler elde etmeye çalışırken Zazacaya daha sık başvurmaları gerekiyor. Görünen o ki Zazaca sadece kadim Kürt lehçesi değil aynı zamanda kadim dillerden de daha kadim! :)
1-Latin grubu;
Buradaki aynı kökten kaynaklanan sözcüklerin kökü, "bese kerdene" yardımcı fiilinin sadece "bese" kısmı ile aynı kökten gelme ihtimali yüksek görünmekte.Ayrıca bu sözcük tek başına yardımcı fiil haline gelmiş ve evrilerek değişik biçimler almış görünüyor.
(a)-Mastar
(b)-Şimdiki zaman 1.tekil (ben) çekimi
Latince- (a)- posse > (b)- possum,
İspanyolca- (a)- poder > (b)- puedo,
Portekizce- (a)- poder > (b)- posso,
İtalyanca- (a)- potere > (b)- posso,
Fransızca- (a)- pouvoir > (b)- peux,
Romence - (a)- putea > (b)- pot,
2-Germen-Norman grubu;
Buradaki aynı kökten kaynaklanan sözcüklerin de kökü, "bese kerdene" yardımcı fiilinin sadece "kerdene" kısmı ile aynı kökten gelme ihtimali yüksek görünmekte.Ayrıca bu sözcük tek başına yardımcı fiil haline gelmiş ve evrilerek değişik biçimler almış görünüyor.
İngilizce- (a)- can > (b)- can,
Almanca- (a)- können > (b)- kann,
İsveççe- (a)- kunna > (b)- kan,
Danimarkaca- (a)- kunne > (b)- kan,
3-Slav
Rus- (a) может (mojet) > (b) - могу (mogu)
Ukranya (a) могти (mohti) > (b) - можу (moju)
Lehçe (a) móc > (b) - mogę
Bulgar (a) мога (moga) > (b) - Мога (moga)
4- diğer
Ermenice (a) - karogh > (b) - karogh
Yunanca (a) - μπορώ (boró) > (b) - μπορώ (boró)
5-Hint-Avrupa
İndo-european (a) moghō > (b) – moghō
Bu da Avrupalı birliği kılıfına uydurulmuş bir hint avrupa kök tarifinin ürünü.Çünkü batılılar dil şemaları yada gruplarını hep kendi ihtiyaçlarını dikkate alarak yapıyorlar. Bu (moghō) sözcüğü de AB sınırlarındaki slav dillerindekine yakın.Bu tarife göre indo-arianlar Medya'dan değil de Ukranyadan her tarafa yayılmışlar.Bu şekilde köklerini Avrupa kıtası içerisinde tutarak Avrupa birliğinin olası kimlik krizlerinden birinin oluşmasına çözüm bulmuşlar.Ama gerçekte bu geçici çözüm.))
B) "bese kerdene" ve eş anlamlıları;
bese kerdene -ebilmek,muktedir olmak,yapabilmek
eşkayene -ebilmek,muktedir olmak,yapabilmek
şikiyayene -ebilmek,muktedir olmak,yapabilmek
şayene -ebilmek,muktedir olmak,yapabilmek
"bese kerdene" eş anlamlıları da aslında onun değişim geçirmiş halleri olabilir
Örneğin "bese kerdene"nin şimdiki zaman 1.tekil çekimi aşağıda gösterilmiştir.Yine aynı şekilde onunla aynı anlama gelen bu sözcükler de hem değişim geçirme olasılığı olan şekilde hem de sonuç olarak şimdiki zaman 1.tekil çekimi verilmiştir.
Bese kerdene>"BESE KENA"
1-Ünsüz değişmesi "beşe kena">
"be" hece düşmesi >şekena>Ünlü dönüşmesi şikena>"ŞİKİNA"
2-şekena > hece dönmesi- "EŞKENA"
3-eşkena >ünlü düşmesi -şkena> sessiz düşmesi ve kaynaşma -"ŞENA" :)
Mastar halleri de aldıkları bu son biçim üzerinden yeniden oluşmuş olabilir.
Bu sözcüklerin evrildikleri boyuta göre de Zazaca konuşan kitlenin de coğrafi hareketine dair küçük de olsa bir ipucu veriyor olabilir.
Bu yazıyı ilk olarak kendime yakın bir internet sitesinde(blogumda) yayınladım.
Linki aşağıda.
http://zazakent.blogspot.com/