İsmail Beşikçi: Kürtler referanduma olumlu destek vermelidir
Sosyolog İsmail Beşikçi ile yapılan bu röportaj, Güney Kürdistan’da 15 günde bir yayımlanan kadın dergisi Warvîn’de Kürtçenin Kurmancca lehçesiyle, Avrupa’da ve Güney Kürdistan’da yayımlanan haftalık Rûdaw gazetesinde ve daha sonra Zazakî.Net sitesinde ise Kürtçenin Zazaca lehçesiyle yayımlanmıştır. Warvîn dergisinin izniyle Zazakî.Net okurları için röportajın orijinalini yayımlıyoruz.
* * *
Warvîn: En günceli açılım süreci olduğu için onunla başlayalım. Açılım ne öngörüyordu, hangi noktaya geldi?
İsmail Beşikçi: Bir yıl kadar önce Kürt açılımı adıyla gündeme geldi. Bu, “günümüze kadar Kürtlere anti-demokratik politikalar uygulanmıştır. Artık bu politikalardan vazgeçiyoruz” anlamına geliyordu. Ama kısa bir süre sonra demokratik açılım, daha sonra da milli birlik projesi kavramları kullanılmaya başlandı. Bu da artık açılımın tökezlemeye başladığı anlamına geliyor. Artık güvenlik daha ön planda geliyor. Neden böyle oldu? Hükümet, etkin çevreler örneğin ordu, yargı, üniversite gibi etkin çevreler tarafından eleştirildi. Hükümet bu eleştirilere direnç gösteremedi, geri adım attı.
- Bu açılım PKK'nin tasfiyesi üzerine mi kuruldu?
- PKK’nin tasfiyesini istemek, hem doğru değil hem de mümkün değil. Fakat açılımın böyle bir anlayışa göre planlandığı anlaşılıyor. “Bazı demokratik adımlar atalım, böylece PKK’yi zayıflatalım, giderek tasfiye edelim…” anlayışı var. Bu çok yanlış bir anlayıştır. Açılımın muhakkak, liberal, demokratik bir gerekçesi olmalıdır. Güvenliği sağlayalım, güçlendirelim anlayışıyla açılım olmaz. Bu zaten her zaman yapılıyor.
- Çatışmalar daha da şiddetlenirse, hükümet yeni bir anayasa dâhil, diğer konularda adım atar mı? Kürtler açısından, çatışmaların artması ne kazandırır ne kaybettirir?
- Kanımca açılımdan geri dönüş artık mümkün değildir. Açılım şu veya bu şekilde sürer. Çatışmaların artması Kürtler için iyi değildir.
- Muhataplık tartışmaları nasıl değerlendirilmeli? Öcalan ve PKK'siz çözüm mümkün mü?
- Hükümet için en önemli konu budur kanısındayım. PKK’siz çözüm olmaz.
Kürt sorunu, Kürtlerin temel demokratik halklarının gasp edilmesinden doğan bir sorundur. Hükümet, kendi iradesiyle demokratik adımlar atarak bu politikadan geri adım atabilir. TV 6 bu konuda önemli bir adımdır. Ama bir de PKK sorunu vardır. Hükümet bu sorunu Barış ve Demokrasi Partisi’yle, giderek PKK ile görüşerek çözebilir. Bu görüşme, hal hatır soran bir görüşme değildir şüphesiz, müzakere edici bir görüşme olmalıdır.
- Açılım sürecinde bazı yasa değişiklikleri Meclis'e geldi. (Referandum paketi) BDP'nin bu konudaki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- BDP’nin bu konudaki tutumunu olumsuz buluyorum. BDP pakete destek vermeliydi. BDP mükemmel bir anayasa düşünüyor. Bugünkü Meclis aritmetiğini dikkate alalım. Bu mükemmel anayasayı kiminle yapacaksınız? CHP ve MHP köklü değişimlere karşı. Onlarla bu konuyu konuşamazsınız bile. Bu konuyu ancak AKP ile veya Selamet Partisi’yle konuşabilirsiniz. Kürtler için ise, anayasada köklü değişimler gerekir. Anayasa değişikliği paketindeki üç madde böyle köklü değişimler öngörüyordu. Bu maddelerden birisinin, partilerin kapatılmasıyla ilgili maddenin görüşmeler sırasında yeterli oy sağlanamamasından dolayı düştüğü biliniyor.
- BDP referanduma destek vermeyeceğini açıkladı. Bu, Kürtlere ne kazandırır ne kaybettirir? Referandumda Kürtlerin tavrı ne olmalıdır?
- Kürtler referanduma olumlu destek vermelidir. Referanduma karşı oy vermek Kürtlere kaybettiren bir tutum olur.
- "Kürtlerin ne istediğinin bilinmediği" yorumları sürekli yapılıyor. Gerçekten Kürtler ne istediğini bilmiyor mu? Kürtler ne istemeli, nasıl istemeli?
- Kürtler ne istediklerini biliyorlar. Ama devlet, Türk aydınları, sivil toplum örgütleri vs. bunu bilmezlikten, duymazlıktan geliyorlar.
- Yazılarınızda sık sık Kürtlerin statü sahibi olması gerektiğinden bahsediyorsunuz. Bunu bağımsız devlet olarak mı algılamalıyız?
- Bağımsız devlet kurmak Kürtlerin doğal hakkıdır. Federasyon, otonomi gibi birimler de bir statü olabilir.
- "Kürtlerle Türklerin arasına kan girdi, artık beraber yaşayamazlar" yorumları yapılıyor. Bu gerçekçi midir? Beraber yaşamanın koşulları ne olmalıdır?
- Federasyonun önemli bir koşul olduğunu düşünüyorum.
- Güney’in dışında diğer parçalar için, özellikle Kuzey Kürdistan Kürtleri için nasıl bir model öngörüyorsunuz?
- Federasyon.
- Parçalanmışlığa rağmen, Kürtler ulus bilincine sahipler mi? Değilse bunu yaratabilirler mi? Nasıl?
- Kürtler ulus bilincine sahipler. Ama 1920’lerde, Kürtlerin ve Kürdistan’ın bölünüp parçalanması konusunda, Kürtlerin başına lanetli bir çorap geçirilmesi konusunda, sağlıklı bir bilince sahip değiller.
- Güney Kürdistan-Türkiye ilişkilerinin iyileştiği gözlemine katılıyor musunuz? Katılıyorsanız, Türkiye neyi hedefliyor? Yada bu ilişkiler nasıl değerlendirilmeli?
- Kürdistan Bölgesel Yönetimi’yle Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin giderek diplomatik ilişkilerin gelişmesi her iki taraf için de iyidir. Bu gelişmelerin süreceği kanısındayım.