Kürtçe resmi dil olmalı
DİHA / AMED
Kaynak: Özgür Politika, 05 Aralık 2004
'Dil Hakları Konferansı'na katılan aydın ve dilbilimciler, Türkiye'de Kürt dili için özgürlük ve eşitlik isterken, Kürtçenin bütün Türkiye'de resmi bir dil olmasını talep etti.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Diyarbakır Edebiyat Günleri kapsamında yapılan 'Dil Hakları Konferansı'nın sonuç bildirgesi açıklandı. Konferans bileşenleri adına bildirgeyi okuyan İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Şefik Beyaz, Kürtlerin ve Kürt dilinin anayasada resmi olarak yer alması gerektiğini belirterek, Kürtlerin de bütün kurumlarıyla yaşamın her alanında Kürtçe'yi kullanması gerektiğine vurgu yaptı.
Edebiyat Günleri kapsamında yapılan Dil Hakları Konferansı'nın sonuç bildirgesi basın açıklaması ile duyruldu. Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda yapılan basın toplantısına, birçok bölge ve ülkeden konferansa katılan yazar ve aydınların yanı sıra, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ilçe belediye başkanları, Amed'de bulunan sivil toplum örgütleri temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.
Baydemir: Tüm diller önemlidir
Bildirgenin okunmasından önce kürsüye çıkan Baydemir, Kürtçe bir konuşma yaptı. Konuşmasında Kürt diline büyük önem verdiklerini belirten Baydemir, "Büyük coşku yaşıyorum. Çünkü Ortadoğu'nun birçok bölgesinden insanlar bu konferansa katıldı. Bu nedenle bu konferans çok önemlidir. Sadece Kürt dili değil, tüm diller önemlidir. Bir dil kaybedildiği zaman güzel bir renk kaybedilmiş olur" diye belirtti.
Ortadoğu'da barış, kardeşlik ve özgürlüğün hakim olmasını dilediklerini vurgulayan Baydemir, ayrıca Duhok Valisi'ne yapılan silahlı saldırıyı da kınadı.
20'ye yakın tebliğ sunuldu
Baydemir'in konuşmasının ardından hazırlanan sonuç bildirgesinin okunmasına geçildi. Konferans bileşenleri adına bildirgeyi Kürtçenin Kurmancî lehçesi ile İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Şefik Beyaz okudu. Azadiya Welat gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sami Tan ise sonuç bildirgesini Kürtçenin Zazakî lehçesi ile aktardı.
Dil Hakları Konferansı'na 200 aydın ve bilim insanının katılım gösterdiğinin belirtildiği sonuç bildirgesinde, konferansta Kürt diline ilişkin 20'ye yakın tebliğin sunulduğu kaydedildi.
7 maddelik karar
Konferansta Kürtçe gramerine ve imlasına ilişkin değerlendirmelerin yapıldığının da belirtildiği bildirgede, alınan 7 maddelik karar şöyle sıralandı:
* Hint-Avrupa dil ailesinin en kadim dillerinden biri olan Kürtçe, Hint-Avrupa dillerinin ilk dönemlerine ilişkin birçok yapıyı bugüne taşımış, zengin bir kültür ve edebiyat dilidir.
* Kürtçe'nin lehçeleri bugüne kadar birçok tartışmaya ve çelişkili değerlendirmeye konu olmuştur. Ancak konferans katılımcıları, Kürtçenin lehçelerinin sınıflandırılması işinin Kürt dilbilimcilere bırakılması gerektiğine inanmaktadırlar. Ayrıca konferans bileşimi, Kürt lehçelerinin bilimsel bir temelde araştırılması ve aydınlatılmasını Kürt dilbilimcilerinin ve konu ile ilgili Kürt kurumlarının görevi olarak tanımlar. Kürt dilbilimcilerinin bir diğer görevi ise Kürt dilinin lehçelerinin ve ağızlarının bilimsel bir haritasını çıkarmaktır.
* Yaşamın her alanında kullanılmayan dilin, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu konusunda fikir birliğine varan konferans katılımcıları, her dilin farklı bir renk ve zenginlik olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle her dile yaşama şansı verilmelidir. Buna bağlı olarak, herkesin dilini sevmesi ve ona saygı göstermesi ortak inancımızdır. Tabi ki kendi dilini sevmek ve çocuklarına öğretmek her Kürt ebeveyninin de görevidir.
İnkar siyaseti değişmemiştir
* Türkiye'de her ne kadar kanunlarda bazı değişiklikler yapılmışsa da, Kürt diline yönelik inkar siyasetinde bir değişiklik olmamıştır. Bu siyaset farklı bir biçim almıştır. Bugün Kürt diline dayatılan temel politika, dilkırım politikasıdır. Konferansa katılan aydın ve dilbilimciler, Türkiye'de Kürt dili için özgürlük ve eşitlik istemekte ve Kürtçenin bütün Türkiye'de resmi bir dil olmasını talep etmektedir. Kürt dili ilkokuldan üniversiteye kadar bütün eğitim kurumlarında eğitim dili olmalı, Kürtçe radyo ve TV yayınına uygulanan kısıtlamalar tamamen ortadan kaldırılmalı, radyo ve televizyonlar 24 saat Kürtçe yayın yapabilmelidir. Bunun için de Kürtlerin ve Kürtçenin varlığı anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
* Konferans katılımcıları, Kürtlere ve Kürt kurumlarına kendi dillerini yaşamın her alanında kullanma çağrısı yapmaktadır.
* Konferans bileşimi, konferans belgelerinin basılması kararını almıştır.
*Konferansımız Türkiye'de Kürt dilinin gelişimi için barışçıl bir ortamın önemine dikkat çekerek, Kürt sorununun çözümü için barış talebinde bulunmuştur.
Amed'de şiir geçidi!
2. Diyarbakır Edebiyat Günleri etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen şiir dinletisine katılan Şair Halil İbrahim Özcan, Hicri İzgören, Haydar Ergülen, Kemal Varol ve Mustafa Köz okudukları şiirleriyle dinleyicilere dizelerle yüklü bir gece yaşattı.
İlginin yoğun olduğu dinleti Şair Kemal Varol'un "Dengbêj Çocuk" adlı şiirini okumasıyla başladı. Varol'un açılış şiirinin ardından şairler sırası ile birbirinden güzel şiirlerini katılımcılar için okudu. Şiirlerin okunmasının ardından, şairler kendilerine yöneltilen soruları yanıtladı. Şair Haydar Ergülen, kendisine sorulan soruları bir şiir okuyarak cevaplarken, Şair Halil İbrahim Özcan ise şiirin çok üretilmesine rağmen geleceğe az şiirin kaldığına dikkat çekti.
'Bıçak olan çocuklar burada değil'
Yaşadığı coğrafyanın şiirlerine girmemesinin bir hata olacağını dile getirin Kemal Varol ise, "Şu an buradayız. Kalanlar burada. Bıçak olan çocuklar burada değil. Umarım ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Ben de sizinle birlikte şiirin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum" dedi. Mustafa Köz ise şairin bulunduğu dünyayı algılamaya çalıştığını belirtti.
Kendisinden Kürtçe şiir okunması istenen İzgören ise, Kürtçeyi akademik olarak bilmediğini, yetersiz kaldığını söyledi. Bunun acısını yaşadığını ifade eden İzgören, sembolik olarak yazdığı bir Kürtçe şiirini dinleyicilerle paylaştı.
Genç şairler kendi şiirlerini okudu
Edebiyat Günleri etkinlikleri çerçevesinde Diyarbakır Yerel Gündem 21'in genç şairleri 'Şairler genç şairler ile buluşuyor' başlığı altında şiir dinletisi verdi. Dicle Fırat Kültür Merkezi'nde düzenlenen şiir dinletisini Ömer Tombak, Kenan Doğu, Recep Suvari, Sema İnce ve Mehmet Gür verdi. Kürtçe ve Türkçe okunan şiir dinletisine her yaştan katılımın olması ise dikkat çekti. Genç şairler kendi şiirlerinin yanı sıra ünlü şair Cegerxwin ve Ahmed Arif'in şiirlerine de yer verdi.
'Dilini kaybedern ruhunu da kaybeder'
Edebiyat Günleri çerçevesinde düzenlenen şiir dinletisinde Zazaca yazdığı şiirleri okuyan Şair Roşan Lezgîn, dilini kaybeden bir insanın ruhunu da kaybettiğini belirtti.
Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda yapılan şiir dinletisi etkinliğine Zazaca yazan Kürt Şair Roşan Lezgîn, Derya Önder, Tuğrul Keskin ve Mansur Balcı katıldı. Tuğrul Keskin'in yönettiği dinletiye katılması beklenen Şair Sedat Şanver ise rahatsızlığından dolayı katılmadı. Müzik eşliğinde şiirlerini okuyan şairler, sorulan soruları da yanıtladı. Zazaca lehçesiyle şiir yazan Roşan Lezgîn, dilini kaybeden bir insanın ruhunu da kaybettiğini söyledi.
'Yaşadığınız zulmü unutmadım'
Lezgîn'in ardından soruları yanıtlayan Tuğrul Keskin, "Bu topraklarda hala su gibi kan akıyor. Irak'ta hala kan akıyor. Sanmayın ki, siz zulmü yaşarken sizleri unuttum" diye konuştu. Edebiyat etkinlikleri aracılığı ile başka edebiyatlarla tanışmanın güzel olduğunu belirten Mansur Balcı ise, anadili olan Çerkezce yazdığı bir şiirini okudu.
'Çocuk Edebiyatı Sorunları' tartışıldı
Edebiyat Günleri kapsamında düzenlenen 'Çocuk Edebiyatının Sorunları' konulu panelde konuşan Feyza Hepçilingirler, "Çocuklarımızı edebiyatla tanıştırmazsak eğer, başka bir şeye teslim etmiş oluyoruz. Birçok aile çocuğu televizyonun karşısında unutuyor" dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen panelin, oturum başkanlığını Büyükşehir Belediyesi'nden Muharrem Cebe ile panelistler, Edebiyat Öğretmeni Feyza Hepçilingirler, Kürt Aydın ve Yazar Yunis Behram ve Dr. Arif Hito ile az sayıda kişi katıldı. Panelde ilk olarak konuşan Feyza Hepçilingirler, sunumuna eleştiri ile başladı. Hepçilingirler, daha önce bir seminer için Diyarbakır'a geldiğini ve beyaz örtülü kadınların salonu doldurduğunu hatırlatarak, panelde erkeklerin yoğunluğunun olması nedeniyle eleştirdi. Çocuk edebiyatı konusunda kadınların daha çok ilgili olması gerektiğini söyleyen Hepçilingirler, "Çocuk edebiyatının bugün varlığı zorunlu görülmeli. Çünkü, çocuklarımızı edebiyatla tanıştırmazsak eğer, başka bir şeye teslim etmiş oluyoruz. Birçok aile çocuğu televizyonun karşısında unutuyor" şeklinde konuştu.
'Anadil çocukları etkiliyor'
Hepçilingirler'in ardında konuşan diğer iki panelist ise sunumlarını Kürtçe olarak yaptı. Panelistlerden, çocuklar üzerine yazdığı kitaplar ve araştırmaları ile tanınan Kürt aydın ve yazar Yunis Behram, çocukların edebiyatı ve edebiyat dili üzerine konuştu. Anadilin çocuklar üzerindeki etkisini belirten Behram, Güney Kürdistan'daki dillerin çocuk edebiyatının üzerine gelişimine vurgu yaptı. Çocuk edebiyatının dili ve dilin ağırlığı üzerine konuşan Kürt edebiyatçı Dr. Arif Hito ise, Kürt çocuklarının diğer dillerin etkisinden kurtulamadığını dile getirdi.