zazaki.net
24 Teşrîne 2024 Yewşeme
Girdîya Karakteran : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
24 Nîsane 2010 Şeme 09:24

Zazaca Tartışmaları Üzerine

[Makale]
Mekselina Leheng

Bu çalışmaya, bir arkadaşı ziyaret etmemle başlama kararı aldım. Kendisini ziyaret ettiğimiz arkadaş, Kürtçe üzerinde çalıştığımı duyunca, bu durum ilgisini çekmiş olmalı ki, konuyu, 'Zazakî'nin Kürtçe'nin bir lehçesi olmadığına' dair bir teze getirdi. Doğrusu yakın çevremde birçok Zaza arkadaşım olmasına rağmen, böyle bir tezi ilk defa duyuyordum. Ki bana bu tezi öne süren arkadaşa da, o esnada; 'Böyle bir tezi yeni duyduğumu ve şaşırdığımı' söyledim. Yakın çevremde Zazalar olduğundan o lehçeyle ilgili epey bilgi sahibiydim. Her ne kadar, kısa süreli bir ziyaret zaman dilimine bazı şeyleri sığdırmaya çalışsam da, yine de onu ikna edemedim. Ondan ayrılırken bu konuyla ilgili kesinlikle bir an önce bir çalışmaya başlayacağımı söyledim.

Örtüşen Düşünceler

Epey araştırma yaptıktan sonra, elime bu konuyla ilgili yazılmış bir kitap geçti. Adı Ergenekon İddianamesi'nin 867, 881, 883 ve 884'üncü sayfalarında geçen Hayri Başbuğ'un, 'İki Türk Boyu Zaza ve Kurmanclar' adlı kitabıydı bu. Hayri Başbuğ, kitabında, Kürtler için 'Kürttürk' diye bir niteleme kullanmakla kalmıyor, Kürtlerle ilgili bugüne kadar yapılan bütün araştırmaları küçümsüyor, hatta inkâr bile ediyor. Ona göre; Kürtlerle ilgili yapılan bütün araştırmalar, Türkiye'yi bölmeye yönelik bir eylem; araştırmacılar da 'Sözde aydınlar.' Kitabın ilk bölümlerinde, 'Kürtlerin aslında Saka Türkleri olduğu' tezini öne sürüyor. İlerleyen kısımda da -benim için çok önemli olan kısım- 'Zazaların Kürt olmadığını başlı başına bir millet olduğunu, dillerinin de Kürtçe'nin lehçesi olmayıp başlı başına bir dil olduğu' tezini kendince örneklerle ifade ediyor. Burada dikkatimi çeken diğer husus, 'Zazakî'nin Kürtçe'nin lehçesi olmayıp başlı başına bir dil olduğunu' savunan kimi kişilerin yazılarını okuduğumda da, yazılarında verdikleri örneklerle Hayri Başbuğ'un kitabındaki örneklerin birebir örtüşmesiydi. Her ne kadar Hayri Başbuğ'un bu kitabını kaynak olarak belirtmeseler de, onun kitabından faydalanarak böyle bir tezi ortaya koydukları aşikârdır.

Yıllardır Kürtleri inkâr etmekle yetinmeyen bir zihniyet, başarılı olamayınca bu sefer Kürtler içinde ayrışma kutupları yaratarak amaçlarına ulaşmayı ummuştur. Bu tarz zihniyetlerin kurbanı haline gelerek, 'Zazakî Kürtçe'nin lehçesi değil, başlı başına bir dildir' anlayışını savunan kimi Zazalar hangi zihniyete hizmet ettiklerinin farkına varmalıdırlar.
Bu kitap elime geçince, böyle bir tezin neden, kim ve hangi amaçla ortaya konulduğunu anlama şansına eriştim. Yine de yaptığım çalışmamı, bu konuda insanların kafalarındaki soru işaretlerini çözmesi bakımından, yararlı olacağına inanarak yayınlıyorum.

Lehçelerin Oluşumu

İlk önce lehçelerin oluşumu ve dillerle aralarındaki farklılıklara değinmek istiyorum.
Dilleri lehçelerden ayırt edici herkesçe kabul görmüş kıstaslar olmamakla beraber bu yönde kullanılan bazı düşünce sistemleri (paradigmalar) oluşmuştur. Bunlar bazen birbiriyle uyumsuz sonuçlar da doğurabilir, kullanıcının bakış açısına bağlı olarak bu konuda tam bir ayırım yapmak subjektif olabilir.

Antropolog dilbilimciler lehçeyi bir dilin belli bir 'dil topluluğu tarafından kullanılan şekli olarak tanımlarlar. Bir başka deyişle, dil ile lehçe arasındaki fark, genel ve soyut ile özel ve somut arasındaki farktır. Bu bakış açısına göre o dili kimse konuşmaz, herkes o dilin bir lehçesini konuşur. Belli bir lehçeyi 'standart' veya 'doğru' olarak kabul edenler aslında bu terimleri kullanarak sosyal bir ayrımı ifade ederler. Çoğu zaman standart dil bir toplumun seçkin sınıfının dilidir. Burada Kürtçe değil, Kürtçe'nin lehçeleri; Kurmancî, Zazakî, Soranî, Goranî, Lurrî konuşulur denilebilir.

Prestijin o kadar önemli olmadığı toplumlarda 'lehçe', bölgesel dil kullanım farklılıklarına işaret ederek yabancı birisinin geldiği yeri anlamaya yarar. Dilbilimciler bu anlamıyla lehçeden bahsederken genelde birbirini anlayabilen, 'aynı şekilde' konuştuğunu düşünen geniş bir topluluk içinde ufak çeşitlilikleri kastederler. Tıpkı Kürtçe'nin lehçelerinde olduğu gibi. Zazakî ve Kurmancî konuşan kişiler aynı bölgede yaşamalarından kaynaklı, her iki lehçeyi konuşanlar da birbirlerini az çok anlarlar. Zazakî lehçesini konuşan birini dinleyen, Kurmancî lehçesini konuşan biri, Zazakî lehçesini konuşanı anlayabilir.

Yukarıda anlattıklarımızın tam tersi bir durum, yani iki lehçeyi konuşan kişiler arasında tam olarak bir anlaşma sağlanamazsa da yine, günümüz dilbilimcileri, bir dilin sosyal statüsünün sadece dilbilim kıstaslarıyla benimsenmediğini, tarihsel ve siyasi gelişmelerden de etkilendiğini bilirler. Bir dilin çeşitlerini kullananlar konuşarak birbirlerini anlayamasalar da ortak bir edebi gelenek ve yazım standardına sahip oldukları için konuştukları ağızlar lehçe sayılır.

Politik Gelişmeler ve Lehçeler

Bunun yanında bazı politik gelişmelerle birlikte lehçe sayılan kimi diller sonradan kendilerinin başlı başına bir dil olarak görebilir ve lehçeyle dil arasında tam olarak bir kıstas konulamadığından konuştukları lehçenin dil olduğu konusunda diretenler de olabilir. Bu diretme elbette ki politik kaygılardan kaynaklıdır. Özellikle uç, bölgesel milliyetçiliğin yayılmasıyla, dil ile lehçe arasındaki tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Zazakî lehçesini konuşan bazı kimselerce Zazakî'nin başlı başına bir dil olduğuyla ilgili iddiaya benzer bir durum, Lübnan'da da yaşandı. Lübnan'da ülkenin Arap dünyası ile yakınlaşmasına karşı çıkan milliyetçi (ve Hıristiyan) sağcı Sedir Bekçileri Partisi 'Lübnanca' adlı bir dilin tanınmasını istemektedir ve hatta Arap alfabesi yerine antik Fenike alfabesinin kullanılmasını savunur.

Buna karşın Han Çincesi'nin konuşulan dilleri, Çin'de milli birliği sağlamak amacıyla Çince'nin lehçeleri sayılırlar.

Diyalektik farklılıklara bir diğer örnek de; birbirine yakın diller arasındaki anlaşılırlılık mesafesidir. Çoğu tarihçi dilbilimci, her konuşma biçimini içinde geliştiği iletişim ortamının bir lehçesi olarak görür. Bir dilin lehçeleri karşılıklı olarak anlaşamayabilir. Ayrıca bir ana dil çeşitli lehçeler doğurunca bunlardan bazıları diğerlerinden daha hızlı gelişebilir. Bu durumda bir dilden türemiş üç lehçeden tarihsel olarak birbirinden uzak olan ikisi, yapısal olarak birbirine daha yakın olabilir. Modern Romans dillerinde bu örnek açıkça mevcuttur; İtalyanca ve İspanyolca karşılıklı anlaşabilir ama her iki dil de Fransızca ile anlaşamaz; oysa her iki dilin Fransızcaya olan kalıtsal yakınlığı birbirlerine olan kalıtsal yakınlıktan daha fazladır. Fransızca, İspanyolca ve İtalyancadan daha hızlı gelişmiştir.

Bazı uzmanlar lehçeleri dillerden ayırt etmek için lehçelerin karşılıklı anlaşabildiğini ama dillerin anlaşamadığını öne sürmüşlerdir. Bu fikir ilk göründüğü kadar bariz değildir. İtalyanca ve İspanyolca konuşanlar birbirlerini büyük ölçüde anlayabilmelerine rağmen İtalyancanın iki lehçesini konuşan Lombardlılar ve Sicilyalılar'ın birbirini anlaması çok daha zordur. Kürtçenin lehçeleri olan Kurmancî, Soranî, Goranî, Zazakî arasında da böyle bir sorun mevcuttur. Kürtçenin lehçeleri arasında diyalektik açıdan farklılığın olması da çok doğal bir durumdur. Bu lehçeler arasında kelimeler açısından büyük farklılıkların olması da yine bu dile mensup lehçeleri farklı bir dil haline getirmez ya da onu lehçe olmaktan kurtarmaz. Her ne kadar lehçeleri konuşan bireyler arasında anlaşma zorluğu olsa da bazı yerlerde yine de birbirini bütünleyen ve iki dil arasındaki yakınlıktan öte ancak iki lehçe arasında oluşabilecek sayısız kelime örneği mevcuttur.

Zazakî ve Kurmancî Lehçelerinde Ortak Sözcükler

Kürtçe'nin lehçeleri Zazakî ve Kurmancî arasındaki kelime benzerliklerine bakalım.
Önce tamamıyla birebir tam eşdeğer taşıyan kelimelerden başlayalım; 'rind' güzel Zazakî, aynı şekilde 'rind' güzel Kurmancî'de aynı anlamı taşır. Yine 'ap' amca Zazakî ve Kurmancî'de 'ap' amca anlamı taşır. 'Xal' Zazakî'de dayı, Kurmanci'de de 'xal' dayı anlamına gelir. Zazakî'de 'bira' kardeş anlamını taşırken, Kurmancî'de de 'bira' kardeş anlamını karşılar. 'Manga' Zazakî'de inek anlamına gelirken, Kurmancî'de de aynı şekilde 'manga' inek anlamını taşır. Bunun gibi her iki lehçe arasında, diyalektik açıdan birebir aynı ses özelliklerine sahip, tam eşdeğer taşıyan binlerce kelime örnek verilebilir.

İkinci olarak kabul edilebilir eşdeğerlik taşıyan kelimelerden örneklerle devam edelim; 'lac' Zazakî'de oğul anlamına gelirken, Kurmancî'de de 'law' aynı anlamdadır. 'Parsu' kaburga anlamını taşır Zazakî'de, Kurmancî'de de aynı şekilde 'parsû' kaburga anlamını karşılar. Tam eşdeğerlikte olduğu gibi kabul edilebilir eşdeğerlikte de, bu örnekleri çoğaltmamız mümkün.

Yine aynı şekilde iki lehçe arasında zamanla benzer kelimeler arasındaki farklılıkların tam eşdeğerlik ve kabul edilebilir eşdeğerlikten tamamen uzaklaşan ama yine de birbirini çağrıştıran yüzlerce kelime vardır. Bunlardan 'çitur î?' nasılsın, Kurmancî'nin bazı yörelerdeki ağızlarında, 'çito yî?' nasılsın kelimelerini karşılar. Yine Zazakî'de 'kardî' (bıçak), Kurmancî'de 'kêr' (bıçak) kelimesiyle karşılar.

Görüldüğü gibi Zazakî'yle Kurmanci arasındaki benzerlik iki dil arasındaki benzerlikten öte, ancak iki lehçe arasındaki benzerlikle oluşabilecek kadar diyalektik yakınlık var. Bu iki lehçenin tıpatıp aynı olmasını da beklememeliyiz. Şayet öyle olsaydı iki farklı lehçe demezdik; ikisini de aynı lehçe olarak kabul ederdik. Fonetik ve morfolojik farklılıklar zaten iki lehçe arasında çok normal bir durumdur. Kurmancî'nin Zazakî'yle olan yakınlığı ve benzerliği, diğer Hint-Avrupa dil ailesinin doğu koluna mensup diller arasındaki benzerlikten öte bir benzerliktir. Ne Kürtçeyle Farsça arasındaki mesafe, ne de Farsçayla, Peştuca arasındaki mesafe, Kurmancî'yle Zazakî arasındaki mesafe kadar birbirine yakın değildir. Her iki lehçe arasındaki benzerlikler, iki dil arasındaki benzerlikten daha öte bir benzerliktir.

___________

Kaynak: http://gunlukgazetesi.com/ 17.04.2010

Na xebere 6767 rey wanîyaya
ŞÎROVEYÎ
zaza
tije aşm
slm sayın editör bi sorum olacak ofis semtinde vate yayınevi nin şubesi açılmış diye duydum bana adresini yazabilirmisiniz buraya tşk ler
_______________________________
Diyarbekir Vate Bürosu'nun adresi:
Ekinciler Cad. Nurlar Ap. Kat 3, Ofis - Diyarbekir (Ofis kavşağında, Avesta Kitapevi'nin üstü)
29 Nîsane 2010 Panşeme 21:36
Cevap
Wesar
Editorun notuna karsi cevap niteliginde bu yaziyi yaziyorum.

Zazaki icin ne yaptigim soruluyor. Tabiki elimden gelenin en iyisini yapmaya calisiyorum. Wikipediya’nin Zazaki versiyonunu ben kurdum (http://diq.wikipedia.org). Bugun itibari ile internette 100% Zazaki olan genis icerikli baska bir site var mi bilmiyorum. Baska katkilarim da var ama ben bunu burada saymak istemiyorum. Bence guzel de durmaz. Cocukca bir duruma dusuyoruz. Insallah ileride daha guzel projelere katkimiz olur hep beraber.

Neden Zazaki yazmadigim soruluyor? Wikipediya’da yuzlerce Zazaki yazim vardir. Tabiki yerinde yaziyorum. Ama buradaki tartisma Turkce’de yapiliyor ve burada Turkce yazmakdan dogal bir sey olamaz. Bunu bile burada sorun etmek bana hic mantikli gelmiyor.

Asil belirtmek istedim noktya gelince. Bence lehce/dil tartismalari anlamsizdir. Lehce/dil kavramlari gorecelidir, kisiden kisiye degisir. Bu kavramlar goreceli oldugu icin sabah aksam tartissak bile bir yere bizi goturemeyecektir. Zaten dilbilimcileri bu kavramlari kullanmiyor bile. Bu kavramlar tamemen siyasilesmisdir. Pseudo-Bilim uzerinden toplum muhendisligi yapmak gercekten bizi biryerlere goturmez. Zaten biz bunun birinci dereceden kurbani olduk hep. Bu zamana kadar bu tartismalar gereginden fazla yapildi. Cogu zamanda bu tartismalari ortaya atan insanlar da farkli goruslere tahammul bile gostermemekte ve hatta sansur uygulamaktadir. Mademki sansur uygulaniyor, neden tartismaya aciliyor anlamiyorum.

Bu tur tartismalarin bize yarari olmadigi kadar buyuk zararlarinin oldugunu dusunuyorum. Ornek vermek gerekirse Wikipediya’ya basvuru yaptigimida bazi kisiler “Zazaki dil degildir sadece lehcedir,” bundan dolayi Wikipediyasi olamaz diye projeye siddeli bir sekilde karsi ciktilar. Butun bunlar kayitadir, isteyene gosterebilirim. Ama Wikipediya’nin lehce/dil diye bir kavrami olmadigi icin, bu karsi goruslerin manasiz oldugu ortaya cikti ve Zazaki Wikipediya olusturuldu. Ayni sekilde ben bircok kisiyle Wikipediya’ya katkida bulunmasi icin iletisime girdim ama bana bazilari yok bunu kabul etmessen yok sunu kabul etmessen katkim olmaz dedi. Cok merak ediyorum acaba bu anlamsiz tartismayi yeryuzunde bizim kadar yapan baska insanlar var midir?
29 Nîsane 2010 Panşeme 00:19
Kurdistan
Kurdi
Kurmanciyi cok iyi bilmiyen ve cok iyi anlamayan lar icin bir konuyu anlatmak istiyorum. Belki bu tartisma ya bir katkim olur.

Ben kurmanciyi cok iyi anlamayan ve konusmayan bir kurmanc kurduyum. 2001 de bir Hewlerli bir kurmancla tanistim. Biz kurmanci ile anlasamadigimiz icin ingilizce konusuyorduk.

Biz anlasamadigimiz icin iki kurmancide ayri ayri lehceler diyebilirmiyiz?

Sene oldu 2004. Kurdistanda ki TV ler artik her yerde yayin yapiliyor. Kurtler kendi dilerini gelistirmisler. TV lerde saglikli ve kaliteli kurtce konusuluyor. Avrupaya gelen Guneyli kurtler cogaldi. 2004 te ben hangi guneyli kurmancla karsilasmisssam ve sohbet etmissem 2001 gore daha cok iyi anlasabildiigmizi fark etim.
% 90i anlasabiliyorduk.

Sene 2007. Gunneyden gelen soran kurtler ile tanistim. 2001 gibi soran kurt arkadaslarim ilede anlasamiyordum. Ben o donem soraniceyi anlamaktan zorlaniyordum. %5i bile anlamiyordum. Guneyde soranice konusan TV leri dinliyordum. Kurmanci TV leri anladigim kadar Soranice konusan TV leri anliyamiyordum.

Sene 2010. Hic bir caba sarf etmedigim halde Soranice konusan arkadaslarla tartisiyoruz, konusuyoruz, sohbet ediyoruz. Soranice konusan TV leri % 80 ni anliyorum.

Arkadaslar sorun kurtce nin gelismesine engelin varolmasiydi. Kurtce gelistikce kurtlerde birbirilerini anliyacaklar.


Kurmanc, Goran, Soran kokenli kurtler ile karsilastirdigimizda zaza kurtler kurtceyi (zazaca) konusanlar az oldugunu biliyoruz. Bu zaza bolgelerde katliamlarin, devlet baskilarin cok olmasindan kaynakli.

Zazaca bilmeyen bir zaza kokenlinin zazaca ogrenmesi icin epey bir zaman alacagini dusunuyorum. Zazacayi turkce ile ogrenecegi icin biraz zorlanacaktir. Kurmanciyi bilen biri icin bu sorun yok sanirim. Kurmanciyi iyi bilen ler zazaca ogrenmek isteyenler icin daha cok kolay. Zazacayi turkce ile degil kurmanci ile ogrenecekler. Ornegin Zazacanin subjekti ni iyi ogrenmesi icin kurmancideki Ez,Min,Ma arasindaki farkini daha iyi anliyacaktir. Turkce de sadece ben,ben,ben denildigi icin daha zor oldugunu dusunuyorum.

Bundan dolayi Kurmanciyi iyi bilen arkadaslar zazacayi ogrenmek icin caba verelim lutfen.
28 Nîsane 2010 Çarşeme 08:27