‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’
Bu söz, 3 Kasım 2020 başkanlık seçimlerinde kazanan Joe Biden’a ait. Joe Biden, 2002’de, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı’yken, Kürdistan Parlamentosu’nda bir konuşma yapmış. Joe Biden, ‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’ sözünü bu konuşma sırasında dile getiriyor.
‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’ sözü, Kürdler/Kürdistan hakkında, sorunun esasını dile getiren, çok önemli, çok sağlıklı bir sözdür. Polonya-Kürdistan karşılaştırması yapılarak üretilmiş bir sözdür.
Bu sözün tersi de söylenebilir: Polonya Avrupa’nın Kürdistan’ıdır.
Polonya da, Kürdistan gibi, tarihte, birkaç defa bölünmüş, paylaşılmıştır. Örneğin, 1870’lerde Polonya’nın bir kesimi, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun, bir kesimi Rus İmparatorluğu’nun, bir kesimi de Alman İmparatorluğu’nun işgali altındaydı.
Bu süreçte, Kürdistan ve Polonya arasındaki önemli fark da şudur. Polonya, birkaç defa, devlet olmuşken tekrar bölünmeye, paylaşılmaya uğramıştır. Kürdistan ise, devlet olamadan böyle bir süreçle karşı karşıya kalmıştır.
Madame Curie (1867-1934) anılarında, ‘memleketim Polonya’nın bir kesimi 1970’lerde Rus İmparatorluğu’nun egemenliği altındaydı’ diyerek, doğduğu bölgenin Rus işgali altındaki bir bölge olduğunu dile getirmektedir. Madam Curie’nin 1903’de, hocası Henri Becquerel (1852-1908), ve eşi Pierre Curie (1859-1906) ile birlikte Nobel Fizik ödülü, 1911’de de, tek başına Nobel Kimya Ödülü kazandığı biliniyor. (bk. Eva Curie, Marie Curie, Çev. Mebrure Sami Koray, Remzi Kitabevi, 1946, İstanbul)
Joe Biden, 2002’de, Kürdistan Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada şunları söylemiştir: “Siz uzun tarihiniz boyunca Fars, Arap ve Türk imparatorluklarının arasında kaldınız. Birinci Dünya Savaşı’nda kaderiniz büyük devletlerin eline kaldı ve Irak adında bir ülke kuruldu. Sizin büyük acılar çektiğinizi kabul etmeye geldik. Saddam rejimi tarafından kadın, çocuk, yaşlı ve gençlerin kimyasal bombardımanında soykırıma uğramasının üzerinden fazla bir zaman geçmedi.”
Biden, aynı konuşmasında, “Kürtlerin çektiği acılar, Amerika’yı derinden etkiledi. Ben yaşadığınız acılara büyük saygı duyuyorum. Geleceğin geçmişten çok daha iyi olacağına inanıyorum” demişti.
Joe Biden, Kürt çocuklarının ataları gibi büyük acılar çektiğini ifade ederek, Erbil’e yaptığı ziyaretin kendisi için önemli olduğunu söylemişti: “Kürtlerin yaşadığı acıların tarihsel bir temeli vardır ve Kürdistan, Ortadoğu'nun Polonya'sıdır.”
“Ömrümüz Kürt Devletini Görmeye Yetecektir”
2015’te ABD Başkan Yardımcısı olan Joe Biden, Erbil’de Başkan Mesud Barzani’yle bir araya gelmişti.
Başkan Barzani, dönemin ABD Başkanı Barack Obama’ya ilettiği mesajında, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edilebilecek durumda olduğunu ve referandum ile bağımsızlık konularında barışçıl davranacaklarını söylemişti.
Joe Biden ise Başkan Barzani’ye “Sayın Başkan müsterih olun. İkimizin de ömrü Kürt devletini görmeye yetecektir” görüşünü iletmişti.
Kürdistan, Ortadoğu'nun Polonya'sıdır.” sözü, Kürdlerin, Kürdistan’ın geçmişiyle ilgili çok önemli bir tesbittir. Bu Ortadoğu’da, Yakındoğu’da, Kürdlerin, Kürdistan’ın bölünmesini, parçalanmasını, paylaşılmasını da içeren bir değerlendirmedir.
Joe Biden’in, önceki Başkan Donald Trump ile karşılaştırıldığında, Joe Biden, Kürdler için önemli bir gelecek vaad ettiği kabul edilebilir. Donald Trump, üç defa, Kürdlere ve Kürdistan’a karşı, anti-Kürd bir politika izlemişti. 16 Ekim 2017’de, Ocak 2018 sonunda gerçekleşen ve Afrin’in işgalini sağlayan Zeytindalı Harekatı’nda ve Ekim 2019’a gerçekleşen Barış Pınarı Harekatı’nda Türkiye’ye yeşil ışık yakarken… Donald Trump’un, İŞİD ile çatışmanın en yoğun olduğu bir dönemde, ‘müttefikiz’ dediği Kürdleri yalnız bırakıp Suriye’den asker çekmesini de bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
“Kürdistan, Ortadoğu'nun Polonya'sıdır” soruna ilgi duyarak, önemseyerek, okuma, araştırma yaparak üretilmiş bir sözdür. Joe Biden’in Mesut Barzani ile dostluğu bu süreci geliştirmiş olabilir. Donald Trump’un ise sorunu hiç önemsemediği besbelliydi. Donald Trump, Kürdlerle/Kürdistanla ilgili kararlar alırken daha çok kimlerle konuşuyordu?