Ferhengê Zazakî

Ferhengê Zazakî - Tirkî

 

A

abirîyayiş (n): ayrılma[k]

abirnayiş (n): ayırma[k]

abirnayox: ayırıcı, ayıran

abirnayoxî (m): ayırıcılık, ayırmacılık

abirnîyayiş (n): ayrıştırılma[k]

abiyayiş (n): açılma[k]

aborî (m): geçim, ekonomî

acêr: aşağı doğru

acor (n): yukarı doğru

açarîyayiş (n): çevrilme[k], döndürülme[k]

açarnayiş (n): çevirme[k], döndürme[k]

açarnayox: çeviren, döndüren

açarnîyayiş (n): çevirilme[k], döndürülme[k]

açînayiş (n): örme[k]

açînîyayiş (n): örülme[k]

adareke (m): düğün çiçeği

adayiş: kazma[k]

adir (n): ateş

adirca (n): ocak

adirga (n): yabani hardal

adirgan (n): ocak

adirok (n): ateş dikeni

adirvaş (n): ısırgan otu

afire (m): yemlik

afîş (n): afiş

aj (n): soy

akerde: açık

akerdiş (n): açma[k]

akerdox: açan, açıcı

akewtiş: doğma[k] (güneş ay vb. için)

akincî: yerleşik, meskun

alale (m): ateş çiçeği

alawe (n): dişindirik

alawitiş (n): yoğurma[k]

alawîyayiş (n): yoğrulma[k]

alawnîyayiş (n): yoğrultulma[k]

Aldûş (n): Gerger

alef (n): yem (büyükbaş hayvan yemi]

alencuxe (m): yılancık (hastalığı)

alengoş (n): kabakulak

aleqîyayiş (n): asılma[k]

aleqnaye: asılı

aleqnayiş (n): asma[k]

aleqnîyayiş: astırılma[k]

alişke (m): yanak

altax: 1.işbirlikçi, yardakçı 2.yatakçı

altaxî (m): 1.işbirlikçilik, yardakçılık 2.yatakçılık

alû (m): salya; ağız suyu

alûnçe (m): erik

alûnçêre (m): erik ağacı

alûqî (zh): bademcik

ameye (n): 1.gelecek 2.gelir, hasılat

ameyiş war: inme[k]

ameyiş (n): gelme[k]

ameyox: gelecek

amîn (n): 1.amin (duadan sonra söylenir) 2.maya (süt için)

amînbiyayiş (n): mayalanma[k]

amînevaş (n): yakı otu

amînkerdiş (n): mayalama[k]

ancî: yine, gene, tekrar

ancîna: yine, gene, tekrar

ancîyayiş (n): çekilme[k]

andal (n): yüklük, yük

anika: hemen şimdi

ante (n): 1.bükünlü 2.çekilmiş

anten (n): anten

antiş: 1.çekim, çekme[k] 2.içme[k] (sigara vb.)

ap (n): amca

apey: geri, gerisin geriye

apeydayiş (n): erteleme

apeyeştiş (n): ertemele[k]

apeymendiş (n): geri kalma[k]

apeyşiyayiş (n): gerileme[k]

apeyvistiş (n): geriletme[k]

aqil (n): akıl, us

aqilane: akıllıca

aqilmend: bilge, akil

aqilmendî (m): bilgelik, akillik

aqilnuqsan: aklıeksik

aqilnuqsanî (m): aklıeksiklik

aqilperest: akılcı

aqilperestî (m): akılcılık

aqitîyayiş (n): kopma[k], ayrılma[k]

aqitnayiş (n): koparma[k], ayırma[k]

aqitnayox: ayıran, ayırıcı

aqitnîyayiş (n): kopartılma[k], ayırtma[k]

aqîbet (n): 1.akibet, netice 2.dirlik

aqît (n): 1.çalma pekmez 2.salça

arbude (m): kültür yoncası

ardim (n): yardım

ardimkar: yardımcı

ardimkarî (m): yardımcılık

ardimkerdox: yardımcı, yardım eden

ardiş (n): getirme[k]

ardî (zh): un

ardû (n): yakacak

arena (m): arena

areq (n): ter

arêbiyayiş (n): derlenme[k], toplanma[k]

arêdayiş (n): derleme[k], toplama[k]

arêdayox: derleyen, toplayan

arêdiyayiş (n): derlenme[k], toplanma[k]

arêkerdiş (n): derleme[k], toplama[k]

arêkerdox: derleyen, toplayan

arêwan: değirmenci

arêye (n): değirmen

arisîyayiş (n): dinlenme[k]

arisnayiş (n): dinlendirme[k]

arisnîyayiş (n): dinlendirilme[k]

ariş (n): öğütülecek tahıl

arqelîyayiş (n): farketme[k], farkına varma[k]

arqelnayiş (n): farkına vardırma[k]

arqelnîyayiş (n): farkına vardırılma[k]

asan: kolay

asanî (m): kolaylık

asayiş (n): asayiş; emniyet

aseye: görünen

aseyiş (n): görünüm, görüntü

asê: sarp

asin (n): demir

asindar (n): lübnan meşesi

asinger: demirci

asingerî (m): demircilik

asinkar: demirci

asinkarî (m): demircilik

asî: asi

asîman (n): gökyüzü

asnawber: yüzücü

asnawberî (m): yüzme

asnawe (m): yüzme

aso (n): ufuk

aspice (m): bit

astamî (m): gelberi

astar (n): astar

aste (n): kemik

asteng: engel

astengdar: engelli

astengdarî (m): engellilik

astere (n): yıldız

astereke (m): saraypatı çiçeği

astewre (m): gebe olmayan hayvan

astor: at

aşanayiş (n): fırlatma[k]

aşanîyayiş (n): fırlatılma[k]

aşiq: aşık

aşiqane: aşıkça

aşîkar: aşikâr, belli

aşît (n): çığ

aşkawite: sökük, sökülmüş olan

aşkawitiş (n): sökme[k]

aşkawîyayiş (n): sökulme[k], çözülme[k]

aşkawnîyayiş (n): söktürülme[k], çözdürülme[k]

aşme (m): 1.ay (gökteki ay) 2.ay (30 gün)

aşt: barışık

aştbiyayiş (n): barışma[k]

aştî (m): barış

aştkerdiş (n): barıştırma[k]

aşxane (n): aşhane, lokanta

ate (m): abla

aver (n): ileri

averberdiş (n): ilerletme[k], geliştirme[k]

averê: sapa

averşiyayiş (n): ilerleme[k], gelişme[k]

awa firingîyan (m): domates salçası

awan: 1.bayındır, mamur 2.şen, meskûn

awanbiyayiş (n): inşa olma[k]

awanî (m): yapı, bina, inşaat; bayındırlık

awankerdiş (n): inşa etme[k]

awanşiyayiş (n): batma (güneş ay vb. için)

awaz (n): avaz, ses

awbend (n): baraj

awdane (m): sulama

awdayiş (n): sulama[k]

awdiyayiş (n): sulanılma[k] 

awe (m): su

awguzîyayiş (n): süzülme[k] (sıvı için)

awguznayiş (n): süzme[k] (sıvı için)

awguznîyayiş (n): süzdürülme[k] (sıvı için)

awir (n): bakış

awî (m): şebnem; çiy

awle (m): suçiçeği

awre (m): gebe (hayvan için)

awzêm (n): sulak

axa (n): ağa, bey, efendi

axatî (m): ağalık, beylik, efendilik

axir (n): ahir, nihayet

axirî: nihayetinde, sonunda

axîret (n): ahiret

axpîn (n): verimli arazi, verimli toprak

axur (n): ahır

aya: uyanık

ayabiyayiş (n): uyanma[k]

ayakerdiş (n): uyandırma[k]

ayende (n): gelecek

ayete (m): ayet

ayîn (n): ayin

azad: özgür

azade: azade, özgür, serbest

azadî (m): özgürlük

azadkerdiş (n): özgürleştirme[k], azad etme[k]

Azarpêrt: Adaklı

azgilêre (m): bir türü meşe ağacı

aznayiş (n): yaslama[k]

aznîyayiş (n): yaslanma[k]