“Kürt ve Zaza” Söylemini Protesto Ediyoruz!
TC, kuruluşundan beri Kürtleri inkâr etmiştir. Bununla yetinmemiş, Kürt dili ve kültürünü yasaklamış, güce/zora dayalı politikalarla her türlü baskıyı kullanarak Kürtleri Türkleştirmeye çalışmıştır. 2000’li yılların başından itibaren, AB katılım süreci sayesinde Türkiye’de nispeten demokratik bir ortam gelişmiş olsa da, devletin Kürtlere yönelik temel politikası ve davranışında herhangi bir değişiklik olmamıştır. Aksine, devletin, Kürtlere yönelik politikası daha da çeşitlenmiş, sinsileşmiştir. Örneğin, Kürtlerin toptan inkârından vazgeçilmiş, Kürtlerin varlığı “söz”de kabul edilmişken, bu kez, Kürtleri parçalayıcı söylemler kullanılmaya başlanmıştır.
Başbakan R. T. Erdoğan, 18.12.2010 tarihinde Muş’ta yaptığı konuşmada “Nasıl ki Alparslan'ın ordusunda omuz omuza verdiysek, nasıl ki Malazgirt'te Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Za-za'sıyla birlikte şehit olduysak, aynı ufka beraber baktıysak yine beraber bakıyoruz.” diyerek, Kürt toplumsal gruplarından Zazaları (Kırd, Kırmanc, Dımıli) Kürtlerden ayrı bir etnik grup olarak tanımlamaya, böylece Kürt milletini parçalamaya çalıştığı apaçıktır.
Erdoğan, daha önce de bu söylemi kullanmıştı. Örneğin, Gever’de (Yüksekova), Kasım 2008’de yaptığı konuşmada, “Kardeşlik hukukumuzu kimse zedeleyemez. Türk'üyle, Kürtüyle, Zazası, Çerkez'i, Boşnak'ıyla tüm etnik kökendeki insanımız kardeştir, gönüldaştır, vatandaştır. Benim Türk kökenli vatandaşımın Türklüğüyle övünmek hakkıdır.” demişti.
Oysa nasıl ki “Türkler ve Oğuzlar” diye bir tabir olmayacaksa “Kürt ve Zaza” diye bir tabir de yoktur. “Kürt” tabiri, Zaza (Kırd, Kırmanc, Dımıli), Kurmanc (Kırdas, Behdini), Soran (Mukri), Goran (Hewraman) ve Lur (Kelhur, Lek, Feyli, Bahtiyari)” toplumsal grupların millet adıdır, tüm grupların ortak adıdır, “Kürtçe” kavramı da bütün bu lehçelerin ortak adıdır.
Şu an TC idari sınırları içerisinde kalan Kuzey Kürdistan’da Kürtçenin iki lehçesi olan Kurmancca ve Zazaca konuşulmaktadır; dolayısıyla Kurmanc ve Zaza Kürtleri vardır. Bundan dolayı, Türkiye’de Kürt grupları söz konusu olduğunda “Kurmanc ve Zaza Kürtleri” denilebilir fakat “Kürt ve Zaza” tabiri yanlıştır.
Dışarıdan dayatmacı bir şekilde “Zaza” diye tabir edilen Kürt toplumsal grubunun çok az bir kesimi kendilerini “Zaza” olarak adlandırıyor. Bu grubun büyük çoğunluğu kendilerini “Kırd” konuştukları lehçeyi de “Kırdki” olarak, yine, önemli bir kesimi kendilerini “Kırmanc” konuştukları lehçeyi de “Kırmancki”, bir kısmı da kendilerini “Dımıli” konuştukları lehçeyi de “Dımılki” olarak adlandırıyor. Bunlardan, “Zaza” ve “Dımıli” adları boy veya aşiret adlarıdır.
Bu grupların tümü, millet olarak kendilerini “Kürt” konuştukları dili de “Kürtçe” olarak tanımlıyor. Bunlar, yeni keşfedilen bilgiler değildir, yüzyıllardır bilinen gerçeklerdir. Bunu, Türk devlet yetkilileri en iyi biliyordur. Ama inkârcı, asimilasyoncu, imhacı, çürütücü politikaları gereği Kürtleri millet olarak bölen, parçalayan tabirleri bilinçli olarak kullanmaktalar.
Türk devletinin Kürtlere yönelik politikası çerçevesinde devlet yetkililerinin bu tür millet-bölücü tabirleri kullanmalarını protesto ediyoruz.
Roşan Lezgîn
Şükrü Urgun
Huseyin Turhallı
Paşa Uzun
Haydar Işık
Zeynel Abidîn Han
İrfan Kaya
Süleyman Çevik
Sıtkı Zilan
Doğan Karasu
Orhan Kaya
Ehmedê Dirihî
Wehdet Sîwanij
Hasan Çakır
Yadin Anık
N. Celalî
Nusret Aydın