Yoksul Köylüler Profesör Çocuklar Yetiştirdi

Yoksul Köylüler Profesör Çocuklar Yetiştirdi
Roşan Lezgîn

Burdan altı yıl önce bir arkadaşım bana WhatsApp’tan bir ses kaydı göndermişti. Konuşanın kim olduğunu şimdi de bilmiyorum. Bir erkek sesiydi. Şöyle diyordu: “Biz on beş kişilik bir arkadaş grubuyuz. Hepimiz yüksek tahsilliyiz. Haftada bir gün toplanır, yiyip içer, sohpet ederiz. Bir keresinde, kendi anne ve babamızdan sözetmiştik. Aramızdan sadece bir arkadaş babasının avukat olduğunu söyledi. Biz diğerleri, anne babamızın köylü olduğunu, okuma yazmaları olmadığını, hayvan beslediklerini, çiftçilik yaptıklarını, çok yoksul olduklarını anlattık. Fakat bizim çocuklarımız serseri! Yoksul köylülerin yetiştirdiği çocuklar profesör, biz profesörlerin yetiştirdiği çocuklar ise serseri olmuşlar.

İlginç olduğu için, 07.01.2019 tarihinde arkadaşın izniyle Facebook sayfamda Zazaki olarak bu şekilde paylaşmışım. Facebook, paylaşımlarımızı, her yıldönümünde hatırlatıyor. Şimdi görünce, buna benzer bir de kendi anımı hatırladım. Bir gün, Dağkapı’da, durakta dolmuş beklerken, karı koca olan iki arkadaşım beni görüp özel arabalarına aldılar. İkisinin de anne babaları okuma yazması olmayan yoksul köylü insanlardı ama kendileri okumuş, çok iyi meslek sahibi olmuş, hali vakti bayağı yerinde olan insanlardı.

Oğlumla aynı yaşta, onların da lise son sınıfı okuyan erkek çocuğu vardı. Benim çocuğum Rekabet Kurumu Anadolu Lisesi’nde okuyordu, onlarınki özel bir okulda okuyordu. Çocuğumu, derslerini sordular. “Dersleri iyi” dedim. “Universite sınavında güzel bir puan alacağını bekliyoruz” diye ekledim. “Bizimkinin dersleri kötü” dediler. “Hiçbir şeyini eksik etmiyoruz ama dersleri zayıf. Ne yapacağımızı, ne edeceğimizi bilemiyoruz” diye dert yandılar.

Beni evimin sokağı başında indirdiler. Eve geldim. Çocuğumun ayakkabılıktan yere düşmüş ayakkabısı ilişti gözüme. Kaldırıp yerine koyarken, tabanlarının oldukça yıprandığını, tam ortadan yarıldığını farkettim. Karda kışta bu yırtık ayakkabılarla nasıl yürüdüğünü düşündüm. Gözlerim doldu, burun kemiğim sızladı. İnşaatlarda, şurada burada çalışıyordum hep, sürekli çabalıyordum ama bu kadarını yapabiliyordum.

Şimdi bakıyorum. Allahım’a binlerce şükür…

Bu haber toplam 257 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.