zazaki.net
30 Oktobre 2024 Çarşeme

Munzur Çem / Nuştox

Kırmancca Kürtçe mi Değil mi Tartışması Üzerine

14 Temmuze 2012 Şeme 05:28

Bilindiği gibi YÖK’ün görüş istemesi üzerine Artuklu Üniversitesi Yaşayayan Diller Enstitüsü, Kırmancca (Zazaca)’nın Kürt dilinin bir lehçesi olduğu yönündeki görüşünü bir süre önce bu kuruma iletti.

Bu bilgilerin açığa çıkmasından sonra, kimi “Zazacı” çevreler, ale-acele “Zazaca ayrı bir dildir” yönünde açıklamalarda bulunarak kamuoyunu ve elbet bu arada konuyla ilgilenmekte olan kurumları etkileme yönünde çaba içerisine girmeye başladılar. Söz konusu kesimler bunu yaparken de her zamanki gibi keyfi belirlemelerde bulunmaktan, bilimsellikle ilgisi olmayan şeyleri “bilimsel” nitelemsiyle lanse etmeye çalışmaktan geri kalmadılar. Bunlara ait açıklamalarda, “Zazacanın Kürtçesnin lehçesi olmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır,” vurgusunun sıkça tekrarlanması dikkat çekicidir.

Kurmanccayı bilmeyen, Kırmancca (Zazaca) bilgileri ise bir kaç cümleyi bile doğru-dürüst yazamıyacak düzeyde olanların da aralarında bulunduğu bu kesimlerin, böylesine bir “bilmisel saptamayı” neye dayanarak yaptıklarını bilmiyoruz. Ancak gerçeklerin, onların bu tesbitleriyle uyumlu olmadığı da göz önündedir. Neden böyle; bunu kısaca açıklamya çalışayım:

1. Her şeyden önce lehçe/dil tasnifinde, dil biliminin ortaya koyduğu çerçevesi belli, kesin kurallar mevcut değil. Dolayısıyla da bu konuda “bilimsel kanıtlanmışlık”tan söz etmenin kendisi bilimselliğe ters düşer. Bu konuda olsa olsa farklı görüşlerden bahsedilebilir. Nitekim bu çevrelerin, işlerine geldiği için adlarını verdikleri yabancı araştırmacıların hiç birisi, bu işi “bilimsel olarak kanıtladığını” iddia etmiyor. Bunlar tezlerini “Benim görüşüm bu yöndedir” şeklinde sunuyor ve karşı tezi ya da tezleri asla reddetmiyorlar.

Konuya ilişkin olarak ileri sürülen “kanıtlardan” biri anlama ile ilgilidir. Bu teze göre, iki kişi yan yana geldiğinde birbirlerini anlıyabiliyorlarsa, konuştukları aynı, değilse ayrı dillerdir.

Kuşkusuz yalnız başına bu “ölçü” lehçe dil ayırımını ortaya koymak için yeterli değil. İsveççe-Norveççe örneğinin de gösterdiği gibi, bazen konuşanları birbirlerini çok rahatça anlamalarına rağmen, konuştukları diller aynı sayılmıyor. Kimi durumlarda ise konuşanları birbirlerini anlamadıkları halde, konuştukları dil aynı kabul ediliyor. Örneğin, Pekin Çincesi ile Şanghay Çincesini konuşanlar, birbirlerini hiç anlamamalarına ragmmen, her iki kesimin konuştukları da Çince olarak kabul ediliyor. Irak Arapları ile Mısır veya Tunus Arapları da birbirlerini anlamıyorlar ama kimse onların konuştukları dil için “ayrı dilldirler” iddiasında bulunmuyor. Farklı ülkelerde konuşulan Türkçeler bakımından da yine durum farklı sayılmaz. 

2. Bahsini ettiğimiz çevreler, Kırmanccanın (Zazacanın) Kürtçenin lehçesi olmadığı yönünde görüş belirtenlerin adlarını peş peşe sıralarken, tersi görüşte olan, yani Kırmanccayı (Zazaca) Kürt dilinin lehçesi olarak kabul eden çevrelerden bir tek cümle ile olsun bahsetmezler. Tartışmalı bir konuda, bir görüşü esas alıp karşıtını görmezlikten gelmek, bu çevrelerin “bilim” ve “bilimsellik” kavramlarını nasıl tersyüz ederek kullandıklarını ortaya koyan ilginç bir örnektir. İlk Zazaca tekstlerin sahibi araştırmacı Peter Lerch, Kürtçeyi mükmemmel bilmek ve incelemekle tanınan Soanne, Leningrad/Petersbug ve Sorbone gibi ünisversitelerin çalışmaları, onlarca ünlü kürdoloğun araştırma ve incelemeleri, Arap, İran, Avrupa ve Osmanlı arşivleri, Oskar Mann ve Karlı Hadank adındaki iki alman araştırmacının söylediklerini dillerinden düşürmeyen çevrelerin, akıllarına gelmez.

4. Kurmanccayı (Zazaca) Kürt dilinin lehçesi olarak kabul eden görüş, her hangi bir politik kararla ortaya çıkmış yani birileri tarafından empoze edilmiş değildir. Bu, ötedenberi bu lehçeyi konuşan halkın kendisi tarafından benimsenen bir nitelendirmedir. Son 20-25 yılda ortaya çıkan dar bir kesim bir yana, Kırmancların (Zazalar), tarihte kendilerini Kürt, dillerini ise Kürtçe dışında her hangi bir adla adlandırdıklarına ilişkin her hangi bir belirtiye rastlıyamıyoruz.

5. Aynı çevreler tarafından sık sık ileri sürülen, “Zazacanın lehçe olduğunu ileri sürenler, onun asimile edilmesini istiyorlar,” görüşü ise politik amaçlarla ortaya atılan kasıtlı, keyfi bir belirlemedir. Bizzat bu lehçeyi konuşan halkımız, asimile olsun diye mi yüz yıllarca kendi dilini Kürt dili içerisinde, onun bir parçası olarak gördü? Kürt dilinin lehçelerini sayarken Zazacaya ilk sırada yer veren Evliya Çelebi’nin, onu asimile etmek gibi bir amacı mı vardı?

Vate dergisinin, bu güne kadar 38 sayısı çıktı. Vate Çalışma Grubu, 15 yıldan fazladır Kırmanccanın (Zazacanın) standartlaşırılması yönünde sistemli bir çalışma yürütüyor ki tarihimizde bir ilktir bu. Bu grup, bu güne kadar on bine yakın terime ek olarak Kırmanccanın imlasını da standart bir yapıya kavuşturdu. Vate yayınları şu ana kadar 40’tan fazla Kırmancca kitap yayınlamış bulunmaktdır. Diyarbekir’de “Newepel” adında 15 günlük bir gazete ile “Şewçila” adında periyodik bir dergi çıkartılıyor. Kürt televizyonlarında Kırmancca ile yapılan programlar bir haylidir. Aynı konuda düzenlenen dil kursları, seminerler, konferanslar vs. her gün biraz daha yaygınlaşıyor. Kırmanccayı, Kürt dilinin lehçesi olarak kabul eden kesimlerce yürütülen bütün bu çalışmalar, bu lehçenin asimile edilmesine mi hizmet ediyor?

Açıktır ki bir halk ya da onun bir kesimi tarafından konuşulan bir dilin, dil ya da lehçe olmasının asimilasyonla doğrudan bağlantısı yok. Bu konuda esas olan, politik iktidarın tutumu, onun demokratik davranıp davranmadığıdır. Demokratik olmayan ve asimilasyonu amaç edinmiş bir iktidar, lehçe ve dil farkına bakmaksızın bu yöndeki özlemlerini hayata geçirmeye çalışır. Türk sömürgecilerinin yaptıkları bunun en açık örneği degil mi? Tersine asimilasyoncu olmayan bir politik iktidar, diller gibi farklı lehçelere karşı da demokratik ve eşitlikçi bir tutum içerisinde olabilir.

Sonuç olarak Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü “Kirmancca (Zazaca) Kürtçenin lehçesidir” diye görüş iletirken doğru olanı yapmıştır. Enstitü, bu işi yapmakla, en başta da bizzat bu lehçeyi konuşan halkımızın, yüz yılları kapsayan nitelendirmesine ve hislerine uygun bir davranış göstermiş olmaktadır.

No nuşte 10078 rey wanîyayo
ŞÎROVEYÎ
Kurmanc kelimesi üzerine/Fuat Bruska
Kurmanc
Cok saol arkadasim ama ortaligi bosu bosuna galeyana getirmissin.Kendince de Kurmanc kelimesi hakkinda bir teori uydurmussun, buna da senden baska kimse inanmiyordur zaten. Sözün kisasi, birak hocamin anlamli yazisi temiz kalsin, böyle gereksiz münakasalar cikarmana gerek yok. Selamlar
29 Kanûne 2012 Şeme 17:36
Görüş bildirme hakkı
Fuat Brusk
Dün konuya dair görüş, düşünce ve uyarılarımı içeren bir yorum yazıp buraya ekledim.
Gördüğüm kadarıyla yayınlanmamış.
Bilgilerinize veya ezberlerinize ters gelebilir ama; konunun muhattaplarından biri olarak konuya dair görüş ve uyarılarımı içeren yorumun buraya eklenmesi yayın ahlakı gereğidir sanırım.
Umarım yorumumu eklemeyi ihmal etmezsiniz.
Saygılarımla...
22 Temmuze 2012 Yewşeme 19:39
Kavram Kargaşasına Son
Fuat Brusk
Sayın Munzur Çem:
1-Her ne kadar "Zazaca"yla lakaplandırılmış olsa da bu lehçenin ismi Zazaca değildir...
"Zaza" kelimesi Kürtçenin temel lehçesini konuşanlara yakıştırılmış galeti-meşhur bir lakaptır; isim değildir.
Bu lehçenin ismi aynı zamanda bu dilin temel lehçesi olmasından ötürü aslına uygun şekliyle, yine aynı kavramla "Kürtçe / Kurdi / Kırdki" olarak anılır, anılmalı ve de benimsetilmelidir.

2-Kurmanca (Kurmanci veya Kırmancki) ise hiç de bu dilin veya lehçenin ismi olamaz çünki bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Ve de çünki "Kurmanc kelimesinin anlamı "Ben Kürtten ayrıldım" ibaresinden türetilmiştir (Kurd-mend-cih)
Bir dil hem "Kürtçe"yle hem de "Ben Kürtten ayrıldım" anlamına gelen "Kurmanca" yani zıddı anlam içeren bir terimle ifade edilemez.
Bu dil ya Kürtçedir ya da değildir.
Bu ibareden sıyrılma gerekliliği aynı zamanda Kırdasi ve Sorani lehçeleri için de geçerlidir. Kırdas ve Soranlar da aynı tarihsel nedenlerle kendilerini kamufle etmek veya takiyye amacıyla bu ibarenin arkasına saklanmışlardır. Ve dolayısıyla bu "Kurmanc" ibaresi onlar tarafından da terkedilmesi gereken bir ibaredir.

Kürtlerin bu "Kurmanc" ibaresine gereksinim duymasının ve kendilerini böylesi zıt anlam içeren bir isimle isimlendirmesinin nedeni bir dönem Kürtlüğün Zerduştlukla özdeş tutulması ve Kürt olanların Müslümanlığa bile kabul edilmemesinden dolayı, malları ve hatta canları ganimet diye kabul gördüğündendir... Bu ibare bu halden kurtulmak ve kendi canını ve malını emniyet altına almak için müslüman dinine kabul edilmeyi amaçlayan kişiler tarafından takiye babında uydurulmuş bir ibaredir.
Kürt olmaktan çıktığını ve dolayısıyla Müslümanlığa kabul edilmesi ve de malını ve canını ganimet olmaktan kurtarmak için uydurulmuş bir ibaredir.

3- Dolayısıyla Kürt dilinin en temel sorunlarından biri terimlerin doğruluğunun tesbiti ve her terimin aslına uygun anlam ve yerde kullanılmasına ve bu şekilde kavram kargaşasına son verilmesidir.

Saygılarımla...
21 Temmuze 2012 Şeme 22:07