Munzur Çem

Munzur Çem

Kırmanclar Önce de Kürttüler!

Kırmanclar Önce de Kürttüler!

KIRMANCLAR (ZAZALAR) KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİNDEN ÖNCE DE KÜRTTÜLER!

Tuncelinin Sesi Gazetesi’nin 5 Haziran 2010 tarihli sayısında “Zazaca Kürtçe değil, Zazalar Kürt değil” başlıklı bir bildiri yer alıyor. Bildirinin altında, kendilerini “Zaza Örgütleri” olarak nitelendiren yurtdışındaki kimi derneklerle bazı kişilerin adları var. Konu, 8 Mayıs 2010 günü Mamekîye (Tunceli) Belediyesi tarafından hazırlanan ve konuşmacı olarak katıldığım bir konferanstır. Ne var ki sözümona bir toplantıdan bahsediliyor ama onunla ile ilgili somut hiç bir bilgi yok. Bildiri, bunun yerine, Kürt yurtsever hareketine, Belediyeye ve kişi olarak da bana karşı baştan sona kadar yalan ve iftiraya dayalı düzeysiz iddialarla doludur.

Bildiriyi imzalayanlar, düzeysizliği o derece ileri götürüyorlar ki adımı yazma gereği bile duymuyorlar. Onlara göre ben “Geşmişte Kürt örgütleri tarafından kovulan” ve “fakat Zaza Demokratik Hareketi gelişince tekrar geri çağrılıp beslenen, Zaza aydın ve yurtseverlerine saldırtmak için öteden beri kullanılan bir propagandacı,“ toplantıyı düzenleyen ise “Bir Kürt partisinin ele geçirdiği Tunceli Belediyesi”dir.

Benimle ilgili tümüyle yalan olan bu sözler bir yana, bildiriyi imzalayanlara bakarsanız, Mamekîye halkının oy vererek seçtiği Belediye Başkanı ve Partisi, belediyeyi ele geçirmişler. Türk hükümetinin “Demokratik Açılımı”ndan övgü ile bahsetmek ama Mamekîye halkının tercihini “ele geçirme” diğer bir deyişle “işgal” diye nitelendirmek, Dersim halkına gösterdikleri “saygının” ve dillerinden düşürmedikleri “demokratlığın” bir ifadesi olsa gerek!

Ben, bu bildiriyi imzalayan çevrelerin iftira ve küfürleriyle yeni karşılaşıyor değilim. Yıllardır, bana ve benim gibi, olanakları ölçüsünde kendi halkının dil, kültür ve kimliğine, onun özgürleşme davasına hizmet edenler, bu çevrelerin hedefleri arasındalar. Ne var ki bu güne kadar bir-iki istisna dışında, şahsen kendilerini ciddiye alıp yanıt verme gereği duymadım. İnsan bu işe ayıracağı zamana acıyor.

Kürt örgütlerini asimilasyonculukla suçlayan imza sahiplerinin çoğunu tanıyorum. İçlerinde öyleleri var ki hayatta Kırmancca (Zazaca) ile iki cümlelik bir tekst dahi yazmamışlar. Eline bir paragraflık bir teskti verseniz, rahat okumayacak kadar ondan uzaklar. Günlük yaşamlarında ise zaten bu dile yer vermiyorlar. Konuşma dilleri tümüyle Türkçedir.

Oysa ben kapalı kapılar ardında dedikodu yapan biri değilim. Görüşlerim kamuoyuna açıktır. Kimseye saldırıda bulunmuyorum ama yanlış bulduğum görüşleri de eleştiriyorum ki “zazacıların” kuyruk acısı da asıl olarak buradan ileri geliyor. Küfürnameler hazırlayacaklarına, isterlerse, söylediklerimi somut olarak ele alıp eleştirebilirler, fakat bunu yapmıyorlar, daha doğrusu yapamıyorlar. Yapamıyorlar, çünkü “Kırmanca (Zazaca)” konuşanların “Kürt” olan kimliği ile ilgili kaynaklar, bu tür iddialara yaşam hakkı tanımayacak kadar sağlam ve nettir. Bu çevrelerin, üzerinde o kadar çok konuştukları “Zazalar Kürt Değil” konusu ile ilgili şu ana kadar ciddiye alınacak bilimsel bir çalışma örneği ortaya koyamamalarının nedeni de zaten budur. Son yıllarda “yürekleri Zaza aşkı ile yanan!” Kemalistlerin, bir koro halinde kendilerine sundukları destek de bir işe yaramıyor.

Beri taraftan, Kırmancca’yı (Zaszaca) Kürt dilinin bir lehçesi, Kırmancları (Zazaları) ise Kürt kabul eden görüş, Kürt milliyetçilerinin ortaya attığı bir iddia değil. Bu yönde bilgilere yer veren yazılı kaynaklar, 1200 yıl öncesine kadar uzanıyor. O tarihten bu yana Arap, Fars, Selçuklu ve Osmanlı kaynaklarında, Kırmancların (Kırd, Dimili, Zaza) etnik kimliği hep “Kürt” diye geçer. Bir kaç istisna dışında Avrupa, Amerika ve Rus kaynaklarında da durum aynıdır. Türkiye Cumhuriyeti kurucularının hazırladıkları onlarca gizli rapora, savcı iddianamelerine, mahkeme kararlarına bakın; karşınıza farklı bir durum çıkmıyor. Daha da önemlisi, kendi dillerinde kendilerine “Kırmanc” diyen Dersimliler, yabancı dillerdeki yazılı metinlerde, ulusal kimliklerini sürekli “Kürt” diye tanımlamışlar. Yani onlar bakımından “Kırmanc” ile “Kürt” terimleri aynı anlama geliyor. Mektupları, telgrafları, röportajları vs. bunun kanıtları olarak orta yerde duruyor. 1980’den önce, Kırmancca (Zazaca) konuşup da “Kırmanclar (Zazalar) Kürt değil” diyen bir tek kişi gösterilebilir mi? Düşünün ki Evliya Çelebi bile yüz yıllarca önce Kürt dilinin lehçelerini sayarken Zazacayı başa koymuş. Ne dersiniz, bu gezgin dahil, bütün bu arşivleri hazırlayan devletler, kurumlar ve kişiler “Zazaları asimile edip Kürtleştirme” amacı güden sinsi bir plan üzerinde anlaştıkları için mi onlara “Kürt” dediler?

Bildiri de, bir de Üniversite öğrencilerinin yaptıkları bir açıklamadan bahsediliyor. Açıklamayı görmediğim için bir şey diyemem, zaten muhatabı da değilim. Ama ben Üniversite’nin “Zazaca-Kürtçe” şeklindeki ifadesini yanlış bulduğumu, “Kurmancca-Kırmancca” şeklinde bir adlandırmanın somut duruma daha uygun düşeceğini 8 Mayıstaki toplantıda dile getirmiştim. Soru ve tartışma bölümünde ise Üniversitenin Kırmancca ve Kurmancca öğretilmesine ilişkin kararını çok yerinde bulduğumu belirttim, desteklenmesi gerektiğini söyledim.

Almanya’ya döndükten sonra yazdığım ve değişik internet sayfalarında çıkan  “Dersim de Konferansê Min o Yewin (Dersim’de İlk Konferansım” başlıklı Kırmancca değerlendirme yazısında da aynı yöndeki görüşlerimi yineledim. Bu yazı için www.zazaki.net ve www.kurdistan.nu sitelerine bakılabilir.

Sonuç olarak, Avrupa’nın değişik ülkelerinde bulunan kimi kişi ve derneklerin, Mamekîye Belediyesi tarafından düzenlenmiş kültürel bir toplantıyı bahane ederek sergiledikler bu tutum ortada normal olmayan ciddi bir durumun varlığını gösteriyor. Sadece politik değil, aynı zamanda ahlaki bir sorunla karşı karşıyayız.

Bu yazı toplam 3814 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Munzur Çem Arşivi

Gezi İzlenimleri-VI

24 Ekim 2013 Perşembe 11:31

2013 Gezi İzlenimleri-V

15 Ekim 2013 Salı 23:41

Gezi İzlenimleri-IV

11 Ekim 2013 Cuma 20:23

Gezi İzlenimleri-III

12 Eylül 2013 Perşembe 08:31

2013 Gezi İzlenimleri-II

08 Eylül 2013 Pazar 19:14

2013 Gezi İzlenimleri-I

31 Ağustos 2013 Cumartesi 18:24

Beşikçi'nin Dersim Toplantısı Ve...

20 Ağustos 2013 Salı 16:34

KAMUOYUNUN BİLGİSİNE!

15 Ağustos 2013 Perşembe 08:56

ÇEND GOTIN LI SER ÇÎROKA PENa KURD

24 Mayıs 2013 Cuma 21:52